Geçtiğimiz ay 2016 İlkbahar / Yaz sezonunun trendlerini tanıtan defilelerle, moda haftalarıyla geçti. Bu yıl yaratıcılık sadece kıyafetlerde değil, defileler de öne çıktı.
Yine rüzgar gibi geçen bir moda ayı ve bu heyecana şahit olan dört parıltılı şehir: New York, Londra, Milano ve Paris. Podyumda asi deriler, pudra pembeler, 3D çiçekler, patchwork jeanler… 2016 İlkbahar/Yaz koleksiyonlarının sergilendiği moda haftalarının ardından gelecek sezona dair altın değerinde tüyolarla modanın nabzını tutmaya davetlisiniz.
New York
Moda ayına start veren New York Moda Haftası, yeni lokasyonu ve markalarıyla her zamankinden daha renkli defilelere imza attı. Lincoln Center yerine bu kez Moynihan Station ve Clarkson Square de gerçekleşen şovlardan en dikkat çekici olanı Paris den New York a taşınan Givenchy oldu. Givenchy nin titiz el işçiliğinin göze çarptığı dantel detaylı elbiseler, siyah beyaz tasarımlar ve yeniden yorumlanan ikonik parçalar, Diane Von Furstenberg in 40. yılını kutladığı bandaj elbiseleri ile yarışır nitelikteydi. Alexander Wang, Derek Lam, Phillip Lim ve Jason Wu gibi tasarımcıların beğeni topladığı New York Moda Haftası nın 2016 yazına dair en dikkat çeken trendleri arasında ise; çiçek motifleri, pop-art desenler, fırfırlar, patchwork denim ve deri baş sırayı aldı.
- Jason Wu
- Alexander Wang
- Derem Lam
- Diane Von Furstenberg
- Givenchy
- Phillip Lim
Londra
Moda haftalarının ikinci durağı olan Londra, şehirle özdeşleşen Burberry defilesiyle çok konuşuldu. Her sezon farklı desenlerin damga vurduğu defilede bu sene çiçek, dantel ve geometrik desenler tasarımların üzerinde yer buldu. Burberry nin zincirli sandaletleriyse şimdiden modaseverlerin alışveriş listesine girmeyi başardı. Mary Katrantzou ve Erdem in çiçek dokulu, eklektik stile atıfta bulunan tasarımları; Paul Smith in tomboy tarzı sade takımlarıyla ters köşe yaptı. Siyah, beyaz, altın, pembe ve nude renklerinin göze çarptığı Londra Moda Haftası; zengin işlemeleri, kroşe detayları ve volümlü siluetleriyle şehrin romantik ve dokunaklı havasına uyum sağladı.
- Vivienne Westwood
- Mary Katrantzou
- Erdem
- Burberry Prorsum
- Antonio Berardi
- Paul Smith
Milano
Modanın başkentlerinden Milano, her zamanki gibi en renkli ve çılgın defilelere ev sahipliği yaptı. Alessandro Michele nin kreatif direktör koltuğuna geçtiği Gucci deki değişim rüzgarı, Milano Moda Haftası nın açılışına damgasını vurarak çok konuşuldu. 70 li yıllardan ilham alan şehirli kadınları “Situationist Dérive” konseptiyle karşımıza çıkaran Alessandro Michele nin transparan detaylı pantolonları ve sürreel desenlerinin yer aldığı ceket ve etekleri bohem renk paletiyle de fark yarattı. Gucci nin yanısıra Philipp Plein in tam zıt köşeden vurduğu teknolojik şovu ise adeta bir şölen niteliğindeydi. Uzay çağına atıfta bulunan metalik aksesuarlar, punk akımı ve siyah&beyaz hakimiyeti geleceği işaret etti. Prada nın vintage çizgileri, Fendi nin romantik dokuları, Dsquared2 in karnaval renkleri ve Moschino nun araba yıkamadan ilham aldığı absürd kıyafetleri ile Milano da dopdolu bir moda rüzgarı esti.
- Gucci
- Phillip Plein
- Prada
- Dsquared2
- Fendi
- Moschino
Paris
Paris denince hikayeyi Chanel den anlatmaya başlamak adeta bir geleneğe dönüştü. Her sezon sadece Paris de değil tüm dünyada merakla beklenen Chanel defilesinin bu seneki konsepti hava alanı olunca check-in alanından kapılara kadar bu kez tüm podyum şaşalı bir hava alanına dönüştürülmüştü. Gümüş, kurşun ve siyah renklerin ağırlıklı olduğu tasarımların arasında çağrı ekranından ilham alan elbiseler bile vardı. Chanel in yanısıra Heidi Slimane in hazırladığı Saint Laurent koleksiyonunda ise rock rüzgarı geçen sezon kaldığı yerden devam etti. Egzotik derilerin dikkat çektiği koleksiyona yakın bir yorum da Louis Vuitton un uzay çağına atıfta bulunduğu renkli koleksiyonundan geldi. Yoğun punk etkilerinin hissedildiği koleksiyon, Paris in asi ruhunu bir kez daha gözler önüne serdi.
- Balmain
- Balenciaga
- Miu Miu
- Chanel
- Louis Vuitton
- Saint Laurent
Yazı: İpek Ersoy