Selin Koçak bu ay sizleri minik bir adalar turuna çıkarıyor. Hangisinin size göre olup olmadığına yazıyı okuduktan sonra karar verin.
Bu yazımı okurken fonda Ada Sahillerinde Bekliyorum şarkısını Candan Erçetin’in versiyonuyla dinleyin, şarkının ikinci yarısını Yunanca söylüyor ya, konsepte uysun. Hazırsanız şimdi sizi minik bir adalar turuna çıkarıyorum; artık hangisi size göre hangisi değil, karar verip yola koyulabilirsiniz. Önce güzel Yunanistan’ın yakın adalarından başlayalım. Tabii bu beraberinde “Orda ucuz bizde pahalı”; “Adamlar ne güzel korumuş doğayı”; “Her şeyin doğalı güzel” gibi memleket kurtarma muhabbetlerini de getiriyor. Neyse ben fazla derinlere dalmadan sadede geliyorum ve güzel bilgilere geçiyorum.
Açılış şerefine parti adası Mykonos’u uygun gördüm: Burada saatlerinizin şaftı kayar; sabah 14:00’ten önce uyanmak, 16:00’dan önce öğle yemeği yemek ve gece yarısından önce akşam yemeğine başlamak oldukça manasız, hatta restorandaki tek insan olabilirsiniz Türkiye saatiyle yemeye kalkarsanız. Nammos gibi yerlerde happy hour’lar 17:00 gibi başlıyor. Sabaha kadar dans olayına da gece 02:00 itibarı ile girebilirsiniz. Bence bu adanın yaş haddi maksimum 29. 30’lu yaşlarda enerji seviyesi düştüğünden yaşam tarzı bünyeyi zorlayabilir, ancak yine de ‘’Gidicem gidicem!’’ diye tutturursanız, plajlardan Scorpios, Nammos, Psarou beach, Panormos, JackieO ve Kalua iyi seçimler. Yemek içinse İnterni, Remezzo ve Sea Satin denenebilir.
- Mykonos
- Mykonos Nammos
Santorini ise kız kıza ya da erkek erkeğe gidilmemesi gereken, giderseniz kıskançlıktan bileklerinizi keseceğiniz bir ada. Bünyeniz romantizm kaldırmıyorsa, bu adayı pas geçin derim. Kalınacak en güzel yer, adanın Oia denen bölgesi. Gün batımını içkiyle izlemek bir ritüel, öyle ki adanın o tarafı insan kalabalığından batıverecekmiş gibi görünüyor. Romantik akşam yemeği insanıysanız beyaz masa örtülü, iki kişilik ve üstünde tek kırmızı gül duran masalı restoranlar tam size göre.

Santorini
Rodos adası pek büyük, ben çok vurulmadım açıkçası… Zaten git git bitmiyor. Rodos yerine Girit’i merak ediyorum ben, anlatılanlara göre çok şahaneymiş. Bilen varsa bana bir anlatsın, mail atsın pls.

Rodos
Leros küçük bir ada, lüks tesis yok, en iyi otel 3 yıldızlı sanki, butik otel falan hak getire. Birkaç meşhur restoranı var ki ağzımıza layık tüm yemekler. Mesela Türklerin meşhur ettiği Mylos… Burada ıstakozlu makarna, kadayıfa sarılı beyaz peynir, bir de balık pastırmasıyla ahtapot carpaccio yemek şart. Uzo olarak Babacim tercih ediniz! Bu seferki gidişimizde keşfettiğimiz, Mylos’a alternatif olabilecek, daha salaş ama yemekleri Mylos’la aşık atacak yer ise Ouzeri o Sotos. İplere asılı ahtapotlar günün hasılatı, akşama kızartıp yemek için…
Patmos ise şahane bir ada, yüzecek bir sürü koy, yemek yiyecek bir sürü yer var. Tekneci Türklerin de gözdesi… Şimdi kulaklarınızı dört açın ve her dediğimi not edin, tamam tamam çıktısını alın, ekran görüntüsü de olur tabi… Denize girilecek yerler Agriolivado, Kampo, Skala, Grikos, Lampi, Petra ve Vagia. Bunların çoğunda güzel salaş balıkçılar da var. Yunan salatası yanında kızarmış barbun olsun, ahtapot olsun herşey mevcut. Hele öğlen öğlen buz gibi beyaz şarap, bu ziyafetin yanında şahane gidiyor.
- Leros
- Patmos
Akşam için ise Flisvos restoranda güveçte nohut; Tsipouradiko Mas’ta sahibinin annesinin yaptığı dolmalar; Vagelis’te peynirli makarna ve peynir kızartma; Benetos’ta beyaz soslu deniz mahsüllü makarna ile guacamole salatası yı-kı-lı-yor, demedi demeyin. Ha bunların hepsi balıkçı o ayrı ama spesiyaliteleri kaçırmamak lazım değil mi ama? Yalnız sonra bana çok yedik şişmanladık falan demeyin, tatilde yemek mubahtır.
Sakız bana göre kalmaya değer bir ada değil, zaten Çeşme’den 45 dakikada ulaşabilirsiniz. İki denize gir, bir böcek ye (böcek yani ıstakoz/langusta falan deyip yabana atmayın, Çeşme’de kilosu 700 TL olan böcek, burada 50 Euro!), azıcık da çarşı pazar gez, bol bol sakız kurabiyesi-sabunu-reçeli-likorü al gel, tamam işte…Eşe dosta dağıtırsın.
Yunanistan defterini böylece kapatıyorum. Eğer bir yerden başlamak istiyorsanız, ilk etapta bu adalara bir bakarsınız. Ayrıca eylül ayında dönüşüm muhteşem olacak deyip, teaser’ı şimdiden veriyorum: Seyşeller, Maldivler, Koh Samui ve Mauritius karşılaştırması. Üstüne de tatlı olarak Sicilya, Korsika, Sardunya üçlüsü ile karşınızda olacağım. Ağustos hepimiz için şahane olsun inşallah!!
Selin Koçak