İlk kez düzenlenen The World Restaurant Awards’da dünyanın en iyi restoranları, etik ve çeşitliliği öven bir çerçeveden bakılarak ödüllendirildi.

Her yıl hem merakla beklenen restoran ödülleri The World’s 50 Best Restaurant’a iddialı bir rakip geldi. Gastronomi dünyasında bol prestijli bir yere sahip olsa da, The World’s 50 Best Restaurant ödülleri, üst düzey ve pahalı restoranları seçmesi, cinsiyetler ve kıtalar arasındaki adaletsiz dağılımıyla son yıllarda bazı çevreler tarafından eleştiriliyor. The World Restaurant Awards ise farklı kategorileri ve çeşitliliğiyle gastronomi dünyasına alternatif bir bakış açısı getiriyor.

Batı dünyasındaki restoran kavramının doğum yeri olan Paris’te düzenlenen ödül töreninde ‘Yılın restoranı’ ödülü sürpriz bir isme gitti. Güney Afrika’nın Cape Town şehrinin iki saat uzağında, altın kumları döven okyanus dalgalarının hemem kıyısında, kulübemsi bir binada bulunan Wolfgat, çok sade ve rustik görünmesine rağmen bir o kadar da zarif bir mekan. Tablo gibi bir manzaraya sahip olan Wolfgat’ın şefi Kobus van der Merwe, tüm ekibini daha önce hiçbir restoranda çalışma deneyimi olmayan yerel halktan seçmiş. Sadece kıyı bölgesine özgü malzemelerin kullanıldığı yedi çeşitten oluşan tadım menüsüyle eşsiz bir yemek deneyimini, gözlerden uzak bir lokasyonda sunuyor.

Wolfgat

‘Yılın en iyi yeni restoranı’ kategorisinde ödül, genç Alman şef Thomas Frebel’in Tokyo’da açtığı Inua adlı mekanın oldu. Şef dünyanın en ünlü restoranlarından Noma’da kazandığı deneyimleri kullanıp Nordik teknikler ile Japonya’ya özgü ürünleri buluşturarak ilginç bir füzyon yaratıyor.

Inua

‘En iyi atmosfer’ ödülünü, Los Angeles’ta modern mimariyle bilim kurgu dokunuşlarını buluşturan bir binada yer alan Vespertine aldı. Restoran her akşam yemeğinde sadece 25 kişiyi ağırlıyor ve doğaya odaklanan mutfağıyla tüm duyulara hitap eden eşsiz bir vaadediyor. ‘Klasik restoran’ ödülünü dünyanın gastronomi başkentlerinden Lyon’da, 1921’den beri kalitesinden ödün vermeden hizmet veren La Mère Brazier alırken, yaratıcılığın sınırlarını zorlayan restoranları ödüllendiren ‘Orijinal Fikir’ kategorisinde ise ödülü Paris’ten Le Clarence adlı ilginç restoran kazandı.

Vespertine

La Mère Brazier

‘Etik düşünce’ kategorisinde ödül, yılın en iyi restoranı ödülünün iki kez sahibi olan Osteria Francescana’nın şefi Massimo Bottura ve eşi Lara Gilmore’un 2016’da başlattıkları proje Food For Soul’a gitti. Artan yemeklerin çöpe gitmesini önleyen projede, yenilebilir durumda olmasına rağmen müdahele edilmezse çöpe gidecek olan gıdalardan hazırlanan yemekler, herkesin birlikte yemek yediği büyük sofralarda servis ediliyor. Refettorios adlı restoranlara Milan’dan New York’a, San Fransico’dan Paris’e kadar, birçok büyük şehirde rastlanabiliyor.

Le Clarence

‘Yılın etkinliği’ ödülündeyse birincilik, Paris’te dördüncü kez düzenlenen, restoranların mutfaklarını mülteci şeflere açtığı ve binlerce misafiri bir araya getiren ‘Refugee Food Festival’in oldu.

The World Restaurant Awards jürisinin yaptığı bu farklı tercihler, Michelin Rehberi ya da World’s 50 Best Restaurants gibi ünlü seçkilerden bilinçli olarak uzaklaşıyor. Böylece, dünyanın denemeye değer ilginç lezzet duraklarını ve projelerini öne çıkararak gurme haritasını genişletiyor ve gastronomi dünyasına yepyeni bir soluk getiriyor.