Eski zamanlardan gelen ve zamanın geçişini simgeleyen figürler Louis Vuitton’un yeni saatinde hayat buluyor.

15. yüzyıla ait saatlerde, kurukafa, iskelet ve kum saati sembolleri zamanın geçişinin alegorisi görevini görürdü. 2002’den beri saat üreten Louis Vuitton da Tambour Carpe Diem adlı yeni saat modelinin baş rolüne bir kafatasını yerleştiriyor.

Markanın Watches & Wonders’da tanıttığı bu minik mucize, tıpkı kiliselerin çan kulelerinde her saat başı harekete geçip çanı çalan mekanik heykellerinki gibi bir gösteri sunuyor onu bileğinde taşıyan kişiye.

Yan tarafında bulunan sürüngen şeklindeki butona basıldığında, kadranda bulunan yılanın başı yana doğru kayıyor ve kurukafanın alnında bulunan rakamı ortaya çıkarıyor. Dakika ise çıngıraklı yılanın hareketli kuyruğu tarafından gösteriliyor. Dakikayı gösteren sayılar ise kum saati formundaki güç rezervinin tam altında bulunuyor. Tüm bunlar olurken kurukafa da alaycı bir şekilde gülümsemeye başlıyor ve ağzında saat modelinin adı olan “Carpe Diem”, yani “Anı Yaşa” sözcükleri beliriyor. Bu minik ama etkileyici gösteri 16 saniye sürüyor.

Yakından baktığınızda kadranın işçiliğindeki inceliği, kurukafanın dişlerindeki, yılanın derisindeki mine detaylarının kattığı gerçekçiliği görmemek imkansız. Saatin arkasını çevirdiğinizde ise kadrandaki kuru kafa simgesinin bir yansımasını görmek mümkün, çünkü Louis Vuitton’un A’dan Z’ye kendi fabrikasında ürettiği LV 25 adlı kalibre de bir kuru kafa şeklinde bir araya getirilmiş.

La Fabrique du Temps Louis Vuitton’un baş saat tasarımcısı Michel Navas, herkesin gittiği yoldan gitmeyip alışılmışın dışında bir tasarım denemeyi amaçladıklarını ve markanın karakteristiği olan enerji ve yaratıcılığı eski zamanlardan gelen sembollerle 21. yüzyıla taşımak istediklerini söylüyor. Tambour Carpe Diem’in çarpıcı görsellerine baktığımızda Louis Vuitton’un bunu başardığı net bir biçimde görebiliyor.