MAKALE

Anna Laudel’in Yeni Güzeli: Resilience

Anna Laudel’in Yeni Güzeli: Resilience

Ödüllü sanatçı Anke Eilergerhard’ın muhteşem eserleri, tanıdık objeleri daha önce hiç görülmemiş formlarda yansıtıyor.

İstanbul Galata’da yer alan Anna Laudel Galerisi, 24 Eylül – 27 Aralık 2020 tarihleri arasında Berlinli sanatçı Anke Eilergerhard’ın kendine has üslubuyla yarattığı, sadece görme değil aynı zamanda dokunma, tat ve koku alma duyularımıza hitap eden özgün heykelleri ile “Resilience” sergisinde hepimizi bekliyor. Sanatçı “pigmented polyorganosiloxan” isimli özel bir silikon malzeme ve porselen ürünler kullanarak hipnotize edici bir dünyanın kapılarını aralıyor.

Alman sanatçı Anke Eilergerhard’ın büyüleyici ve muhteşem eserleri hem bolluk ve bereketi çağrıştırıyor hem de iyi bilinen objeleri daha önce hiç görülmemiş formlarda sanat severlere armağan ediyor. Silikon katmanlar Anke’nin ellerinde adeta bir pasta hamuru gibi şekilleniyor. Dünyaca bilinen mutfak objelerini ve porselen süs eşyalarını alışılmışın dışında ve yerçekimi yokmuşcasına büyüleyici bir simetriyle üst üste kombine ediyor. Eilergerhard’ın bu teknikle yarattığı Resilience sergisi, feminizmin tüm alt okumalarına da açık. Eserler hem çok estetik hem de tüm dünyada kadınlarına ithaf edilmiş durumda.

Anke kısa süre önce Tempelhof-Schönberger-Berlin Sanat Ödülünü de kucaklamış bir artist. Dünyada birçok önemli şehirde sanatçının cüretkar eserleri, sanat fuarları, kamusal alanlar ve ünlü koleksiyonlarda yer aldı. Ayrıca Anke Eilergerhard dünyaca ünlü moda markası FENDI ile yaptığı “The Sweet Dream by Anke Eilergerhard” isimli işbirliği ile New York, Paris, Milano, Berlin, Dubai, Hong Kong, Tokyo, Roma ve Şangay gibi 200’ün üzerinde satış noktasında muhteşem sergiler gerçekleştirildi.

Gelelim ‘resilience’ kelimesinin anlamına… Türkçe’de “direnç/esneklik” anlamına gelen “resilience” kelimesi aslında sergideki tüm eserlerin gizli bir şifresi. Onlar kırılgan görünüyorlar fakat aslında çok dayanıklılar. Esneklik ve eko tüm duyu organlarımızı harekete geçiyor. Latinceden gelen ‘resilience’ kelimesinin köken anlamı zıplamak, sıçramak anlamına geliyor. Hemen önünde aldığı ‘re’ eki ile (re+salire: geri sıçramak, geri çekilmek) birleşince dayanıklı ve güçlü anlamındaki ‘resilient’ kelimesi ortaya çıkıyor Burada mekan ve esnek zaman kavramları da birleşmiş oluyor.

Ünlü Fransız filozof Francis Bacon bu kelimeyi felsefe arşivlerine ilk armağan eden kişi. Fiziksel tepkileri ve türlerin ses özelliklerini tanımlamak için sıklıkla ‘resilience’ kelimesini kullanıyor. Anke Eilergerhard’ın eserlerinde de hareket eden heykeller benzer bir rezonans ve kendi titreşim alanlarını oluşturdukları için ‘resilience’ kelimesi onları karakterize ediliyor.

Anke Eilergerhard’ın eserlerinde, heykel ve renk arasındaki geleneğe uygun zıtlıklar görmek mümkün. O dinamik renk kullanımı ile bu iki zıt kardeşi harika bir seyir şovuna alet ediyor.

Sanatçı, kullandığı malzemelerin dizilimini adeta bir gökkuşağını andıracak şekilde sıralandırıyor. Yarattığı renk geçişleri ve silikonun opak formları Anke’nin sanatının en özgün yanları. Sanatçının heykel detaylarında madde ile manevi olanı ve yapı ile geçici olanı gözlemleyebiliyoruz. Ona göre karşıt terimler birbiriyle örtüşür ve renkler akışkan, uçucu bir araç halinde salınırlar.

Çok severek kullandığı kabartma motifler geçişkenliğe atıfta bulunuyor. Anke için olmazsa olmaz olan “kendi yaratma gücümüz” tanıdık nesnelere verilen tanımadığımız yeni formları ile belirgin bir biçimde bizlere gösteriliyor. Renk ve şekil birbirinden ayrılamaz. Mutlaka birleşir ve birlikte hareket ederler. Aynı zamanda birbirinin sınırlarını da belirlerler.

Sanatçının eserlerinde yarattığı gösterişli ve kremamsı dantel formundaki silikon kıvrımlar ayna görevini üstleniyor. Ayrıca heykellere teatral bir hava da katıyor. Bunlar aynı zamanda Eilergerhard’ın özgün, yeni ve tarafsız bir şekilde uyguladığı Barok uyarlamaları.

Bir Mannerizm (Yapmacıklık) örneği olan figura serpentinata’yı (yılan figürü) eserlerinde sık sık canlandırıyor. Renk kullanımı ve kontrast yaratımında son derece cüretkar. Amacı günümüzde olmak. Anke geçmişe atıfta bulunmayı sevse de sanatını modern günümüz insanına yönelik inşa ediyor.

Sanatçının heykellerinde hep absürd anlar ve umulmayan durumlar aklımıza geliyor. Bir de önemsiz ve değerli arasındaki karşılaşmalar… O bolluk ve sadeliği kombinlemeyi seçmiş bir sanatçı. Ama zeka ve kavramsallık eserlerinin her bir milimetresinde yer alıyor.

Heykelleri farklı çünkü; tekrar yok. Yer değiştirmeyi baz almış. Hepsi ayrı ayrı sırlar saklıyor. Bu sırlar yeni bir düzeni inşa etmeyi hedefliyor. Ama geleneksel sağduyu asla elden bırakılmıyor.

Anke demek parlak renk, renkli desen ve opak monokrom demek. Anke Eilergerhard’ın “Resilience” sergisi kapsamında 30’un üzerinde eseri İstanbul – Galata Anna Laudel Galeri’de ziyaret edebilirsiniz. KOVID-19 salgını nedeniyle uygulanan sağlık önlemleri kapsamında güvenli bir sergi deneyimi yaşamak için Anna Laudel’e aşağıdaki iletişim yolları ile ulaşabilir, randevunuzu alabilirsiniz.

E-posta: [email protected]

Telefon: 0212 243 32 57

Website: https://annalaudel.gallery

Keyifli sergiler dilerim.

Yazar: Doğuş Bengi


Önerilen yazılar