Tüm gözleri üzerine çevirmeyi başaran ateşli hatchback, acaba gündelik kullanıma gerçekten uygun mu?
Pazar günü yarış, pazartesi günü sat. Otomobil üreticilerinin motorsporlarına yaptığı milyarlarca liralık yatırımın özünde bu düşünce yatar. Bununla birlikte insanların satın aldıkları otomobillerin çoğunlukla ekranlardaki yarış araçlarıyla alakası yoktur.
İşte Honda Civic Type R, bu noktada bir istisna; çünkü otomobil herhangi bir yarış pistindeyken adeta evindeymiş gibi görünüyor. Öyle ki Honda’nın üzerine birkaç yarış çıkartması yapıştırıp, Dünya Binek Otomobiller Şampiyonası gridine girseniz, birçok insan Type R’ın bir yol otomobili olduğunu fark edemeyecektir. Elbette bu durum herkes için aynı olmayabilir. Anneme Honda test aracını gösterdiğimde, tek bir şey söyledi: “Manyaklık”. Üstelik bunu söyleyen kadının bana aldığı yılbaşı hediyesi bir çift geyikli terlikti…
Honda Civic Type R’a dönecek olursak, devasa tamponların, genişletilmiş çamurlukların ve koca bir spoylerin yol kullanımı için gerekli olduğunu düşünmüyorum. Ancak bu detayların otomobildeki 300 bhp gücü ve 260 km/s’lik maksimum hızı vurguladığı da bir gerçek. Tabii agresif görünen bir otomobile binmenin bedelleri var: Örneğin arka kanat geri görüşü olumsuz etkiliyor ve arka camda silecek kullanımını mümkünsüz kılıyor. Dolayısıyla kış günlerinde acı çekmeye hazır olun. Kasislerden geçme hızınız yürüme hızını aşarsa, otomobilin burnunu asfalta sürteceğinizden emin olabilirsiniz. Siyah jantlar da inanılmaz görünüyor, fakat AVM otoparklarından birisinde jantların kırmızı detaylarından birisini fena halde çizdim. Bu benim hatam olsa da, otomobilin incecik lastik yanaklarının dar alanlarda park etmeyi zorlaştırdığını söyleyebilirim.
Gelelim yarış koltuklarına… Kemerinizi bağladıktan sonra Honda’dan gerçekten de inanılmaz keyif alıyorsunuz, fakat inişte ve binişlerde devasa yanal destekleri aşmanız gerek. Yine de böyle bir spor otomobile binmek istiyorsanız, pratiklikten biraz ödün vermeyi göze almalısınız. Aynı durum sürüş tecrübesi için de geçerli: Nürburgring’te rekor tur zamanları kaydedebilen bir otomobilin alışveriş arabası konforunda olmasını beklemiyorsunuz değil mi? Otomobili R sürüş moduna aldığınızda sürüş karakteri üç kutu Red Bull içmiş gibi hissettiriyor. Normal modda ise sürüş karakteri yeterince yumuşak ve konforlu olabiliyor. Bu yüzden R modunu sadece pistte kullanmakta yarar var ki bir defasında Type R’la Rockingam Pisti’ne çıkmış ve otomobilin çok yönlülüğüne bayılmıştım. Sıradan bir aile hatchback’ini temel alsa da, burada çok leziz vites geçişleri, inanılmaz bir turbo motor, sımsıkı frenler ve ön bölümü yola çivileyen bir kilitli diferansiyel bulacaksınız. Bence şu an satışta olan hiçbir hatchback, pist sürüşlerini ve gündelik sürüşleri bu kadar iyi harmanlayamıyor.
Pist mi, Piste Giden Yol mu?
Honda pistlerde olmayı seviyor, fakat piste giden yollarla arası da gayet iyi…
Sevdik
Bagaj hacmi harika. R butonu pist kullanımı için çok elverişli fakat yol sürüşlerini fazla sertleştiriyor.

Honda Pistlerde…
Sevmedik
Honda Civic Type R’ın her zevke hitap etmediğinin farkındayız. Dikkat çekme uzmanı olan otomobil, gündelik sürüşler için SEAT Leon Cupra kadar elverişli değil. Yine de aracın bitmek tükenmek bilmeyen enerjisine, performansına ve aile kullanımını -neredeyse- mümkün kılan kullanışlılığına bayıldık.