Balmain özgürlüğü ve modanın birleştirici gücünü Seine Nehri’nde herkese açık olarak düzenlediği sosyal mesafeli şovla kutladı.
Balmain’in muhteşem moda şovu, bir Pazar akşamüzeri Seine Kıyısı’nda yaz günlerinin keyfini çıkaran Parisliler’in günlerini unutulmaz kıldı. Balmain’in kreatif direktörü Olivier Rousteing, tam da dünyanın ilk dijital couture haftası öncesi düzenlediği bu sürpriz şovuyla modanın birleştirici gücünü ve yaydığı iyimser enerjiyi, halka açık bir biçimde herkesle paylaşmış oldu.
Karantinanın ilk gününden beri, bu dönem bittiğinde bir şeyler yaparak özgürlüğü kutlamayı planladığını söyleyen Rousteing, modanın, müziğin ve dansın bir araya geldiği Balmain’s Sur Seine şovuyla bu planını muhteşem bir biçimde gerçekleştirdi.
Seine Nehri’nde, Fransa’ya özgü bir “péniche” teknesinde gerçekleşen şovda, Parisli ikonik modaevinin arşivinden seçilen couture parçalar, 21 model tarafından sergilendi. Balmain’in kurucusu Pierre Balmain’in, onun görevini devralan Erik Mortensen, Oscar de la Renta ve elbette Olivier Rousteing’in imzasını taşıyan bu giysiler hem Balmain’in hem de genel olarak moda dünyasının nasıl değiştiğinin de altını çizmiş oldu.
Tekne, Pont des Arts’dan yola çıkıp Notre Dame Katedrali’ne doğru ilerlerken Seine kenarında oturan herkes de bu benzersiz şovu ücretsiz bir biçimde izleyebildi.
Rousteing, Balmain’in İkinci Dünya Savaşı’nın yarattığı yıkımdan hemen ardından kurulduğu 1945 yılından itibaren optimizmle özdeşleştiğini ve pandemi sürecinin ardından bu iyimser ruhu bir kez daha geri getirmeyi amaçladığını söyledi.
Gerçekten de Yseult’ün şarkıları, 50 dansçının sergilediği özel koreografi ve daha önce Beyoncé, Kim Kardashian-West ile Cindy Crawford gibi ünlülerin üzerinde gördüğümüz haute coutre giysilerle bu mesaj hem Paris’e hem de dünyaya harika bir biçimde yayılmış oldu.