Bu parkta eğlenceli trenler, şatafatlı şatolar, Walt Disney’in neşeli kahramanları ya da atlı karıncalar yok. Banksy’nin Dismaland projesi içindeki çocuğu öldürmek isteyen yetişkinler için…
Banksy’nin yüzünü hiç görmemiş olsak da kendisi, imza attığı sansasyonel işlerle tüm dünyada tanınan bir İngiliz graffiti ustası, ressam, aktivist, film yapımcısı ve gerçek bir provakatör. Eserlerinde savaş karşıtı, çevreci, hayvan haklarını savunan ve tüketim çılgınlığını eleştiren politik mesajlar veren gerilla sanatçının Londra’nın yanısıra Avrupa ve Amerika’nın başlıca metropellerinde parmak izlerine rastlamak mümkün. Bir yıl önce işgal altındaki Gazze’ye kaçak yollardan girerek, harabeye dönen sokakların yıkık duvarlarına çizdiği resimlerle yankı uyandıran Banksy’nin son projesi ise yine anarşist kimliğinden beklenecek kadar sansasyonel ve bir o kadar da sıradışı.
Banksy’nin ‘’küçük çocuklara uygun olmayan aile eğlence parkı’’ olarak tanımladığı ‘mutsuzluklar’ parkı, İngiltere’deki Weston-super-Mare adlı sah il kasabasında, terk edilmiş bir havuz kompleksinde açıldı. ‘Hayat bir masal değildir!’’ sloganlarıyla süslü Dismaland’ın kaotik dünyası ise insanları toz pembe bir masal dünyasına davet eden Disneyland gibi eğlence parklarından oldukça farklıydı. Altı hafta boyunca açık kalan park, dünyada olup biten acımasız gerçeklerin ziyaretçilerin yüzüne tokat gibi vurulduğu, tam anlamıyla moral bozan bir deneyim vaat ediyordu.
Banksy’nin kendisine ait 10 işinin bulunduğu parkta, aralarında Damien Hirst ve Jenny Holzer gibi tanınmış isimlerin de bulunduğu 50’den fazla sanatçının çalışmaları yer aldı.‘Parasıyla rezil olmak’ deyiminin tam olarak hakkını veren Dismaland, ziyaretçilerini girişte, kartonlardan yaratılmış sahte güvenlik kontrolü klübesiyle karşıladı. Park görevlileri tarafından bir güzel azarlandıktan sonra içeri alınan ziyaretçiler, birbirinden tatsız etkinliklere katılmak üzere uzun kuyruklar oluşturdu. Amacı insanları rahatsız etmek olan Mutsuzluklar Parkı’na adım atanlar ise gerçekten de ürpertici eserlerle karşılaştılar. Petrol savaşlarına gönderme yapan bir golf oyunu; yüzde 5000 faizle verilen ‘harçlık kredileri; devrilmiş balkabağı arabasının içinde ürkütücü görüntüsüyle dikkat çeken Cinderalla cesedi; Hitchcock’un ünlü filmi Kuşlar’dan sahneleri akıllara getiren bir kadın heykeli; nükleer teknolojilerin yıkıcı güçlerini hatırlatan mantar şeklindeki bir atom bulutu ziyaretçileri korku ve şaşkınlığa uğratan pek çok eser arasındaydı. Bunların dışında şişme çocuk havuzuna eğitmeni zoruyla giren bir balinadan; mültecilerle dolu bir bota, parkın her köşesi, günlük hayatımızda yüzleşmek istemediğimiz ya da yüzleşmekten kaçtığımız gerçekleri ziyaretçilerin fark etmesini ve sorgulamasını sağlayacak çalışmalarla doluydu.
Kısacası sokak sanatının bilindik kalıplarını kıran Banksy, Dismaland projesinde yer alan enstalasyonlarla, heykellerle, fotoğraflarla ve grafiklerle bir kez daha şaşırtmayı, ürkütmeyi ve aynı zamanda hayranlık uyandırmayı başardı. Klişelerle oynamayı seven Banksy, sert gerçekleri ve masalların her zaman mutlu sonla bitmediğini bir kez daha gösterdi.
Yazı: Ceren Öztuna Kaynakcı