Bu uğurlu meyveye hem yeni yıl ritüllerinizde hem de sofralarınızda yer vermeniz için birçok sebebiniz var!

İnsanlık tarihi farklı kültürler, mitolojiler ve inanışlarla dolu olsa da kolektif hafızamızda bazı ortak semboller var. Nar meyvesi buna harika bir örnek. Anavatanı olan İran kültüründen Antik Yunan ve Mısır’a, Anadolu geleneklerinden Hristiyanlık, Yahudilik, Budizm ve daha birçok inanışa bolluk ve bereketin sembolü olarak yerleşmiş nar… Bu nedenle yeni yıla girerken sıkça yaptığımız ritüellerden biri de, kapıda nar kırmak; bunun yıl boyu bereket getireceğine inanılıyor. Bu inanışın kökeninde narın bol tanecikli yapısının bolluğu hatırlatması olduğu düşünülüyor. Ancak bir de işin daha elle tutulur bir yanı var ki o da, antik çağlardan beri narın ne kadar şifalı bir meyve olduğunun bilinmesi…

Nar, C vitamini bakımından çok zengin bir meyve. Bir bardak nar suyu günlük C vitamini gereksiniminizin yarısını karşılayabiliyor. Her gün yeteri miktarda C vitamini almak cilt sağlığı için büyük öneme sahip. Nar içerdiği C vitamini ile ciltte kolajen sentezini uyarabiliyor; bu sayede cilde elastikiyet kazandırıp kırışık oluşumunun gecikmesini ve cildin canlı bir görünüme sahip olmasını sağlayabiliyor. C vitamininin yanı sıra, içerdiği E, K vitaminleri, kalsiyum, potasyum, magnezyum ve minerallerle bağışıklık sistemini destekleyerek hastalıklara karşı korunmamızda önemli bir rol üstleniyor.

Nara kırmızı rengini veren polifenol adlı madde yüksek antioksidan özelliğine sahip. Bu da narın, vücuttaki biyolojik maddeleri metabolizmanın normal süreçleri esnasında oluşabilen veya çevreden gelen zararlı etmenlerden koruması demek. Ayrıca nar suyu kan basıncını düşürebiliyor. Narın meyve olarak yenilen çekirdek kısmındaki yağların ise kalbi koruyucu etkisi olabiliyor. Narı meyve olarak tüketmenin bir başka faydası da içerdiği liflerle sindirimi kolaylaştırması.