Bir Art-Deco Masalı

Lanvin yeni koleksiyonunda Art-Deco desenleri ve 1920’lerin eşsiz silüetlerini cazibelerini yok etmeden günümüze uyarlıyor.

Moda dünyasında bu yılın en yoğun haftalarından birini geride bıraktık; bir yandan Paris couture haftası, diğer yandan tanıtılan 2021 resort ve 2021 ilkbahar yaz erkek koleksiyonları, ekranlarımızı uzun bir aradan sonra renklendirdi. Ekranlarımızı diyoruz, çünkü bu dev moda şovları COVID-19 pandemisi nedeniyle ilk kez dijital olarak gerçekleştirildi. Birbirinden göz alıcı koleksiyonlar ve fotoğraf çekimleriyle modanın büyüsüne yeniden kapıldık. Ancak aralarından biri, Lanvin, rüya gibi bir fonun önünde gerçekleştirdiği resort koleksiyonunun tanıtımıyla bizi daha da bir cezbetti.

Bu ilginç ve masalsı fon, Lyon yakınlarında yer alan Le Palais Idéal adlı bir yapı. Bu yapıyı asıl ilginç kılan özelliği ise onu Ferdinand Cheval adından bir postacının 33 yılda inşa etmiş olması. Cheval’in hiçbir mimari bilgiye sahip olmamasına rağmen böylesine karmaşık referanslarla dolu bir yapıyı inşa edebilmiş olması, Lanvin’in baş tasarımcısı Bruno Sialelli’ye ilham kaynağı olmuş. Tasarımcı, kendisinin de yaratım süreçlerinde bazen, söylemek istediği şeyleri söyleyebilmek adına farklı referansları bir araya getirerek çalıştığını söylüyor.

Sialelli, 2012 resort koleksiyonunda 1920’lerin cazibeli ve neredeyse sinematik yaşam tarzını, Art-Deco illüstratörü Erté’nin çizimleriyle bir araya getiriyor. İpek baskılar, türban biçimli şapkalar, deri yakalı kabanlar ve pelerin şeklindeki ceketlerin hepsi bu özel koleksiyonda buluşuyor. Koleksiyonun renk yelpazesi ise nötr tonlardan koyu ve uçuk mavilere uzanırken bazen de ağırbaşlı kırmızı tonlarıyla şaşırtıyor.

Artık var olmayan bir hayat tarzının, yani 1920’lerin estetiğinin bugüne uyarlanması diyebileceğimiz koleksiyon, hem gerçek hem de hayal ürünü hatıraların, fantastik karakterlerin ve yaratılmış hikayelerin buluştuğu bir rüyayı, bir moda fantazisini gerçeğe dönüştürüyor.

 


Önerilen yazılar