Jacquemus İlkbahar-Yaz 2021 koleksiyonunu altın renkli buğday başaklarının göz alabildiğine uzandığı bir tarlada tanıttı.
Dijital defilelerle dolu bu sezonun fark yaratan isimlerinden biri, çok çok az sayıdaki seyircili defilelerden birine imza atan Simon Porte Jacquemus oldu. Yaptıkları işin kalbi olan podyumu videoda yansıtmanın mümkün olmadığını düşünen modacı, tıpkı restoranların yeniden açılması gibi defilelerin de devam etmesi gerektiğini düşündüğünü de belirtiyor. Tabii ki dev bir buğday tarlasında, 600 metre uzunluğundaki bir podyum boyunca sadece 100 özel davetli ile gerçekleşen bir defilede sosyal mesafe kurallarını uygulamanın epey kolay olduğu da bir gerçek…
Jacquemus özgürlüğe dönüşün bir hasat festivali ya da bir kır düğünü gibi gerçekleşmesini istediğinden defilesini Paris’in bir saat uzaklığındaki Vexin Français Bölgesel Milli Parkı’nda gerçekleştirdi. Bu rustik atmosferin markanın otantik ve romantik yönlerini akla getirmesini amaçlayan Jacquemus, sunduğu koleksiyonla da bu vurguları pekiştirdi.
L’Amour, yani aşk adlı koleksiyon, Fransa’nın güney bölgelerinin kırsal yaşamına ait referanslarla dopdoluydu. Sofra örtüsünü çağrıştıran ekose üstler, hasır çantalar, seramik desenleri gibi detayların yanı sıra buğday demeti ve çatal-bıçak şeklindeki püsküller, gerçek Marsilya sabunundan tasarlanmış küpeler gibi ilginç ekstralar da göze çarptı. Sezonun renk paleti ise, altın rengi başakların önünde hoş bir uyumla salınan ekru, uçuk mavi ve beyaz gibi nötr tonlardan oluşuyordu, ancak siyah da koleksiyona ağırlığını koyan renklerden biri oldu.
Miro ve Picasso motifleri hem giysilerde hem de mücevherlerde dikkat çekerken, minik bir çanta dolusu çileği ya da deri bir kayışın içindeki bir tabağı taşıyan modeller ise pikniğe gider havasındaydı. Göbeği açıkta bırakan alttan bağcıklı gömlekler, derin yırtmaçlar, kese kağıdı pantolonlar, slip elbiseler, keten takımlar, platformlu parmak arası terlikler ve maksi etekler de koleksiyonda öne çıkan başlıca trendler oldu.