Coco Chanel’in büyük bir tutkusu olan Coromandel paravanlarının pastoral motifleri zarif bir mücevher koleksiyonuna dönüştü.
Coco Chanel’in evinin en özel dekorasyon öğeleri, 1910’larda ilk kez keşfettiği ve ardından büyük bir tutkuya dönüşen Coromandel paravanlarıydı. Hindistan’ın Doğu kıyılarında bir bölge olan Coromandel’de özel bir el işçiliği ile üretilen bu paravanlar, lake kaplamarıyla ve şiirsel desenleriyle Chanel’i büyülemişti. Koleksiyonunda otuzdan fazla paravan vardı ve bu nadide eserlerin parlayan desenlerini seyrederek ilham alırdı.
Paravanların uzak diyarlardan bitkileri, hayvanları ve manzaraları sergileyen desenleri bugün Chanel’in Coromandel isimli yüksek mücevher koleksiyonunda yeniden doğdu. Chanel elli dokuz parçadan oluşan koleksiyonunu üç yaratıcı temaya ayırdı: fauna, flora ve mineral.
Coromandel paravanlarının klasik motiflerinden olan hayvanlar, özellikle de kuşlar, bu mücevher koleksiyonunda kusursuzca yeniden yaratıldı. Özellikle panellerdeki uçan kuş figürünün canlı gibi görünen hareketini Précieux Envol ve Vol Suspendu adlı mücevher modellerinin detaylarına uygularken çıkardıkları ustalık dolu iş ilk bakışta fark ediliyor.
Fauna temalı mücevherlerde pembe safirlere, yeşil turmalinlere rastlanabiliyor. Hepsi de Coromandel paravanlarının desenlerinde bolca görülebilen zarif çiçeklere atıf yapan tasarımlar. Özellikle, hepsi elle yontulmuş boncuklardan oluşan bir şelale gibi duran Evocation Florale adlı kolye göz kamaştırıyor.
Mineral teması ise Coco Chanel’in kristallere ve değerli taşlara olan sevgisine göz kırpıyor ve Uzak Doğu’nun masalsı manzaralarından ilham alan hikayeler anlatıyorlar.
Chanel Coromandel mücevher koleksiyonundaki her bir parça Doğu’nun mistik havası ile Batı’nın mücevher ustalığını kusursuzca buluşturuyor ve Coco Chanel’in ölümsüz hatırasını mükemmel bir şekilde anıyor.