Moda dünyasının kadına bakışını radikal bir biçimde tek başına değiştiren Coco Chanel’den alınacak çok ilham var…
Değişim… değişim süreci hepimiz için farklı anlamlar yükler yaşama. Bu süreçteki uyarı, hepimizin sürekli duyduğu ve hiç birimizin aslında yapamadığı şu sözlerden ibaret “sadece bu ana sahibiz”. Kulağa tanıdık geliyor değil mi? Şu an çok gerçek yaşıyoruz ama hala kabullenemiyoruz. Hangimiz bir saat sonra kendimizi kötü hissedip hastanede soluğu almayacağımızdan emin olabiliriz? Tabii bir de bu değişimin bize bir yıla yakındır yaşattığı başka bir yüzü var o da “yaşamı olabildiğince minimalleştirmek, sadeleşmek”… Belki de başından beri doğrusu buydu. Şu anda devamlı söylenen ve yine çoğumuzun kulak asmadığı “sıfır atık, geri dönüşüm, döngüsel ekonomi, iklim değişikliği” gibi konular için bir yerlerde birileri mücadele veriyor. Baktığımızda sanki hep başkalarının sorumluluğu gibi görüyoruz fakat aslında her bir bireyin sorumluluğu. Her birimiz bu sisteme uymazsak hiç kimsenin çabası bir işe yaramaz.
Değişim dendiğinde benim aklıma Coco Chanel gelir. Moda ile tanıştığım andan itibaren benim için o bir ikondur, modacıdan çok farklı bir isimdir.
1. Dünya Savaşı nedeniyle yaşanan değişimde, Coco Chanel’in vizyonuyla moda da şekil değiştirdi. Özellikle kadın için Coco bir moda aktivistidir. Şatafatlı kocaman kıyafetler, kadınlara nefes aldırmayan korseler yerini, rahat kullanışlı ve şık minimalist çizgilere onun sayesinde bıraktı. Tüm bu değişimi kadınlar Coco Chanel’e borçlu çünkü o, modadan ziyade kadınlar için vazgeçilmez bir stil yarattı. Erkek kıyafetinin rahatlığını kadında şıklığa dönüştürdü. O dönem sadece erkeklerin giydiği pantolonu kadına giydirdi. Bronz ten, kısa saç, inci kolye, jarse ve tüvit kumaş, siyahın sadece yas kıyafeti olmasından kurtulması hepsi Coco’nun biz kadınlara bıraktığı vizyon.
Savaşı sonrası yaşanan nüfus artışı, sosyal hayatın değişimi ve kadının toplumda daha fazla söz hakkına sahip olmaya başlamasıyla Chanel, kadını modada da özgürleştirdi. Onun yenilikçi fikirleri, dönemin gerekliliği olan pratik kıyafetlere ilgiyi harekete geçirdi. Kadınların değişen rollerine uygun tasarımlar yaptı. Şu anda keyifle kullandığımız zincirli çantalardan, rahat kavramıyla getirdiği birçok yenilik ve değişimin yanı sıra, şu an hala popüler olan parfümü Chanel No.5’i 1921’de tanıttı. Ve kadına parfümün nasıl kullanılacağını öğretti.
1913 te açtığı ilk butik sonrası, hala vazgeçemediğimiz “minik siyah elbise”leri 1926’da tasarladı. 1930 yılında Atatürk’ün isteği ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ne üniforma tasarladı. 1954’te yeni başlangıcıyla vazgeçilmez Chanel tüvit döpiyesleri tasarladı. 1957’de ilk çift renkli ayakkabıları tasarladı. 1960 yılında TIME’ın yüzyılın en önemli 100 kişisi listesindeki tek moda tasarımcısı oldu. Coco Chanel 1971’de hayata gözlerini yumdu.
Şimdi 21. yüzyılın ilk 20 yılını kapatırken yaşadığımız değişimlerle yaşam tarzlarımız ve vizyonumuz değişti. O dönemki değişimde savaşın yarattığı yoklukta Coco kumaşları nasıl değerlendirdiği sorulduğunda “Beje sığınıyorum; çünkü doğal boya değil” demişti. Sonuç olarak Coco Chanel ile karşımıza çıkan değişimi bugün değerlendirdiğimizde, minimalist yaşam, girişimcilik, melek yatırımcılığın önemi, atık yönetimi gibi güncel kavramlarla paralellik görebiliyoruz.
Bazen karşınıza çıkan küçük tesadüfler önünüzdeki büyük değişimlerin yol haritası olurlar. Algınıza destek olurlar. Benim de karşıma çıkan ve Coco Chanel’in hayatını bana tekrar hatırlatan “Moda Geçer Stil Kalır” adlı kitap bugünlerimizi algılamama, başka bir vizyonla bakmama, algımı değiştirmeme yardım etti. Umuyorum sizlere de yardımcı olacak bir işaret gelecek. Ve hep birlikte, değinmeye çalıştığım bu konuların, her birimizin sorumluluğu olduğunu daha fazla gecikmeden algılayacağız.
Yine değişimler yaşıyoruz üstelik bu kez savaş ve birilerinin bize yol göstermesiyle de değil. Bir virüs nedeniyle her birimiz kendi dünyamızın içinde değişimleri yaratıyoruz. 1914’te bugün yaşamımızda olan her şeyi kurgulamak için değişim yaratan kadın, bunu kendi başına başardı. Biz de her birimiz bir deniz yıldızını suya atsak ne çok hayat kurtarmış oluruz…
