Coco’nun Evine Ziyaret

Chanel’in Métiers d’Art defilesi efsanevi modacının hayatını şekillendirdiği Rue Cambon’daki evini yeniden canlandırdı.

Karl Lagerfeld’in ardından düzenlenen ilk Métiers d’Art defilesi geçtiğimiz hafta Chanel markasının doğduğu şehir Paris’te, markanın ilk doğduğu yer olan Cambon Sokağı’ndaki yerine bir saygı duruşunda bulunarak gerçekleştirildi. Uzun yıllar Lagerfeld’le birlikte çalışan Virginie Viard bu temadan yola çıkarak moda şovunu “Paris-31 rue Cambon” olarak adlandırdı.

Bildiğimiz moda haftalarının takviminden bağımsız olarak her sene farklı bir tema ile düzenlenen bu özel defileler aslında, yetenekleriyle kıyafetlerin bu kadar muhteşem görünmesini sağlayan gizli kahramanlara, yani nakışçılara, yapay çiçek tasarımcılarına, şapkacılara, ayakkabı üreticilerine ve çok daha fazlasına adanıyor.

Bu yılki defilede de yine göz kamaştıran ince detaylarıyla hafızalarda unutulmaz izler bırakan tasarımlar, Paris Grand Palais’de, Coco Chanel’in Cambon Sokağı’ndaki muhteşem evinin efsanevi aynalı merdivenlerinin yeniden yaratıldığı bir podyumda gerçekleştirildi. Viard’a göre, imzasın taşıyan bu koleksiyon “Karl ile Chanel’in kodlarının karışımı”.

Yalnızca podyum değil, giysilerdeki gizli detaylar da Coco Chanel’in Cambon Sokağı’ndaki evinin dekorasyonundan izler taşıyordu; örneğin Chanel’in iyi şans getirmesi için biriktirdiği yaldızlı buğday başaklarının tül hırkalara işlenmesi, Coromandel paravanlarının desenlerinin ceplerde ve manşetlerde kullanılması gibi.

Koleksiyonun bir başka özelliği de, moda zanaatkarlarının özenli dokunuşlarının Karl Lagerfeld’in tasarımlarını çağrıştırması ancak öte yandan her sezonun trendleriyle yenilenen tasarımlar yerine, tıpkı Gabriel Chanel’in dönemindeki gibi, daha zamansız ve daha büyük kitlelere hitap edebilecek giysiler içermesi.

Basamaklardan ilk inen modeller, zengin dokulu yünden dikilmiş, siyah renkli ceket elbiseler giyse de, bu monokrom açılışı sıcak pembeler, mercan renkleri ve şarap kırmızıları izledi.

Koleksiyonun en dikkat çekici aksesuarlarıysa kuş kafesi şeklindeki çantalar, çok katmanlı kolyeler ve mücevherle süslü bel zincirleri oldu.

Zamansız ve işlevsel olduğu kadar görkemli ve lüks tasarımlarla dolu bu koleksiyon, Chanel’in her yeni trendi yakından takip edip uygulamak yerine klasik ve aktif yaşamlarına kolaylıkla uyum sağlayacak kıyafetleri tercih eden müşteri kitlesi için yaratıldığını her detayıyla belli ediyor.


Önerilen yazılar