Sokaklarında dolaşmanın bir masal kitabının sayfalarını çevirmeye benzediği Colmar’dan gezi notları…
Fransa’nın en çok ziyaret edilen bölgelerinden biri olan Alsace’ın Colmar kenti adeta size dertlerinizi unutturmak üzere tasarlanmış ve masal kitaplarından fırlamış gibi bir yer… Colmar’ı ne kadar anlatmaya çalışsak da, gözünüzle görmeden ve gördüklerinize şaşırmadan yapılacak hiçbir tasvir yeterli olmayacaktır.
Büyülü bir atmosfere sahip Colmar şehri baharda çiçeklere bürünürken, yazın üzümler, sonbaharda ise kızıl renkli yapraklar ile şenleniyor. Colmar sokaklarında dolaşırken gördüğünüz, yemek ve tatlı isteğinizi coşturan, şeker hamurundan yapılmış gibi görünen evler, o evlerden toprak saksılardan sarkan pembe ve kırmızı petunyalar, arnavut kaldırımlı sokaklara açılan meydanlar, dört bir tarafından akan su kanallarıyla yüzünüzü gülümsetirken, size çocukluğunuzda oyun oynarkenki mutluluğunuzu hatırlatacak.
Colmar Fransa’nın Almanya sınırı bölgesinde yer alan Rhine Nehri’nin kenarında kurulmuş, Strasbourg ve Mulhouse ile birlikte bölgenin büyük kentlerinden biri. Onu güzel ve özel yapan ise yukarıda tasvirlediğimiz masalsı dokusu.
Colmar’a Türkiye’den ulaşmak için en uygun seçenek Basel-Mulhouse-Freiburg isimli Euroairport Havalimanı’na ulaşmak. Euroairport Havalimanı 3 ülkenin ortak kullanımına sahip olup Fransa topraklarında yer alıyor. Havalimanından çıktıktan sonra size en yakın tren istasyonu olan Saint Louis’e gitmek için çok kısa bir otobüs yolculuğu yapıyorsunuz. Tren istasyonuna vardığınızda gişeden veya makinelerden biletinizi alabilirsiniz. Colmar tren istasyonunda indikten sonra yaklaşık 10 dakikalık bir yürüyüşle Colmar merkezine varabilirsiniz.
Colmar’dan Sélestat, Strasbourg, Mulhouse, Basel ve köylere ulaşım bu tren istasyonundan sağlanıyor. Trenler sıklıkla hareket ederken yine gar önünde yer alan Colmar’a yakın şarap rotasının içinde yer alan meşhur köyleri buradan kalkan otobüsleri kullanarak ziyaret edebilirsiniz. Colmar’a en yakın köy olan Turckheim’ı trenle, Eguisheim’i ise buradan buradan kalkan otobüslerle günübirlik ziyaret edebilirsiniz. Bölgede en çok kullanılan seyahat aracı araba olsa da tren ve otobüslerle bölgede köyleri gezebilmeniz mümkün.
Colmar’da nerede kalınır sorusunun cevabına gelecek olursak, eğer civar köyleri sıklıkla gezmek gibi bir planınız varsa ulaşım rahatlığı açısından Colmar tren istasyonu yakınındaki otelleri tercih edin. Eğer şehrin dokusunu ve mimarisini, çiçeklerini koklayayım derseniz önerimiz St.Martin Katedrali ve çevresini tercih etmeniz olacaktır. Biz konaklama tercihimizi Colmar merkezde katedral yakınındaki Hotel Saint Martin’den yana kullandık. Merkezde yer alıyordu ve yürüyerek kenti keşfetmek gayet kolaydı.
Geldik en çok sıkıntı yaşadığımız konuya. Eğer bir yabancı ülkedeyseniz ve domuz eti yemek konusunda bizim gibi düşünceli hallere giriyorsanız aynı kafadayız demektir. Bir de sürekli yükselen döviz kurları yemek konusunu ayrıca düşünmeye sebep oluyor.
Colmar’da tabii ki çok çeşitli restoranlar bulunuyor, hatta bazı köylerde bile Michelin yıldızlarını toplayan kaliteli restoranlar var. Bizim gibi çok gezeyim az yiyim derseniz Michelin yıldızlarını çok düşünmüyorsunuz. Zaten Fransa genel olarak ucuz bir ülke değil.
Colmar’da kahvaltı dahil konaklama seçenekleri biraz pahalı. Kaldı ki bizim gözümüze hitap eden geniş serpme kahvaltı seçeneklerini unutmanız gerek, hatta çay bulabilmeniz bile zor. O yüzden kahvaltı seçenekleri arasında daha çok küçük fırınların hamur işleri ile sandviçleri ilk sırayı alıyor. Biz kahvaltı için Petite Venice’teki kapalı pazar alanı Covered Market of Colmar’ı tercih ettik. Pazar alanı içinde sıralanmış peynir, şarküteri dükkanları ile hamur işleri satanküçük pastane tarzı dükkanlar var. Yine sokaklarda krep yapan dükkanlar da var, ayaküstü alıp yürüyüşe devam ederken yiyebilirsiniz.
Akşam yemeği için de otelin karşısında yer alan Schwendi isimli mekanı tercih ettik. Patates köfte ve üzerine yumurta ile şenlendirilmiş Steak Hache a Cheval 12,8 Euro iken soğan çorbası 6 Euro ve Alsas kolası 3 Euro olarak fiyatlanmıştı. Evet Alsace’ın şarabının dışında kolası da var.
Colmar’da gezilecek yerler alan olarak oldukça küçük bir yerde yoğunlaşıyor. Belirtmekte fayda var Colmar 2018 yılında Avrupa’nın en iyi üç lokasyonundan biri seçilmiş. Aynı sıralamada birincilik ödülü Wroclaw’a giderken ikincilik ödülü ise Bilbao’nun olmuş.
Burada çevrimdışı çalışan bir harita paylaşmak istiyorum. Colmar’da bulunduğunuzda haritanızı açın ve bu yazıda bahsedilen gezilecek yerlere anında ulaşın.
Alsace bölgesine özgü Colmar ahşap evlerinden bahsetmek istiyoruz. Alsace ve köylerin evleri kendine has bir mimariye sahipler. 1300-1700 tarihleri arasında inşa edildiği tahmin edilen evlerin ana malzemesi ağaç. Zaten evlere baktığınızda kolon ve kirişlerden bunu anlıyorsunuz. Dikey, çapraz ve yatay dizilen ahşapların arası balçık ile sıvanmış.
Zaman içinde restore edilse de yanyana durduklarından birbirlerinden destek alarak ayakta kalabiliyorlar. Sanki büyük bir doğum günü pastası gibi.
Aslında Colmar bir nevi açık hava müzesi. Belki de sokaklarda dolaştıkça müze gezmek, kapalı alanda durmak istemeyeceksiniz. Renkli evlerin pencerelerinden sarkan çiçekler, peluş oyuncaklar ve bir yılbaşı öncesine denk gelen ziyaretiniz için Noel pazarları… Colmar Avrupa’da en renkli yılbaşı kutlamalarına ev sahipliği yapan şehirlerin başında geliyor.
Colmar Saint Martin Kilisesi
Saint Martin Kilisesi şehrin en eski yapılarından biri olarak göze çarpıyor. Colmar şehrinin tam merkezinde bulunan yapının inşa tarihi 13. yüzyıl. Sonradan geçirdiği yangın sonucu tekrar restore edilip günümüze ulaşmış. Şehir merkezinde yer alan bu gotik mimariyi görmemeniz imkansız.
Colmar Little Venice (Küçük Venedik)
Dört tarafı çerçeveli bir tablo düşünün ya da düşünmeyin, yapmayı hayal edin. Genelde ressam olmayan sıradan insanlar olarak resim denilince birkaç ev ve yanından akan bir nehir resmederiz. İşte Küçük Venedik için sıranızı bekledikten sonra fotoğraf çekip seyre daldığınız tablonuz hazır. Saatlerce dursanız da sıkılmayacağınıza eminim. Küçük Venedik’in etrafı Alsace evleriyle ve çiçeklerle süslü. Biz denemedik ama burada küçük tekne turları da yapılıyor. Saat akşam 18:00’de sonlanan turların fiyatı 6 Euro olarak belirlenmişti.
Colmar Market Hall (Büyük Pazar)
Küçük Venedik’in yanında yer alan kapalı pazarın içinde peynir,şarküteri, fırın ve sebze meyveden oluşan ürünleri satan küçük standlar ve dükkanlar var. Biz bir kez kahvaltı için buraya gelmiştik. İçinden ziyade, dışındaki süslü evlere nazır kadrajlanan kareleri ile meşhur.
Colmar Koifhus (Eski Gümrük Binası)
Colmar’ın merkezinde küçük Venedik’in yakınında yer alan ve sokaktan girişte geniş bir avluya açılan binanın en çok çatısı hoşumuza gitti. Bir de binanın hemen önünde duran bir anıtsal çeşme Schwendi var. Yukarıda yemek olarak bahsettiğim restoran da adını bu çeşmeden almış olsa gerek. Çeşmenin mimarı ise Bartholdi.
Colmar House Of Heads (Kafalar Evi)
Rönesans dönemi mimarisini elde tutan Kafalar Evi, bina üzerinde yer alan kafa heykelleri ile dikkat çekiyor. 1609 yılında mimar Albert Schmidt tarafından tasarlanan yapının üzerinde 106 adet kafa var. Günümüzde restoran olarak kullanılmakta. Beklentinizi çok fazla yükseltmeyin, burası sadece dışarıdan bakıldığında göze hoş gelen değişik bir bina.
Colmar The Fishmonger’s District
Colmar denince akla gelen, en bilindik fotoğrafların çekildiği yer burası.
Colmar The Pfister House
Bir ev düşünün ki inşa tarihi 1575 olsun. Genellikle sadece aynı dönemde inşa edilmiş ibadethanelerin ayakta kalabildiği günümüzde, ev sekizgen şekli ve görüntüsü ile Colmar’ın en çok kadrajlanan evlerinden biri.
Colmar The Dominican Kilisesi
1283 yılında başlayan inşaat çalışmaları sonlandığında tarihler 14. yüzyılı gösteriyormuş. Yangın ve restorasyon süreçlerinden geçen yapının içini 1 Euro ücret ödeyerek gezebilirsiniz.
Colmar Unterlinden Müzesi
Colmar’ın modern ve çağdaş sanata dair eserlerin yer aldığı müze. İlginç bir yapı olan Unterlinden dünün manastırı iken bugünün müzesine dönüşmüş. Çağdaş sanat meraklıları için ilgi çekici bir durak.
Colmar Bartholdi Müzesi
Colmar denilince ilk akla gelen isimlerden biri Frederic Bartholdi olsa gerek. Amerika’daki Özgürlük Heykeli’nin tasarımını yapan ve bir kopyasını Colmar şehir merkezi girişinde görebileceğiniz Bartholdi’nin yaşadığı ev müzeye dönüştürülmüş.
Bunların dışında ise diğer ziyaret edilecek noktalar arasında, eğer zamanınız varsa Tarih ve Etnografya Müzesi, Colmar gibi bir kente yakışan Oyuncak Müzesi ve Hansi Müzesi’ni rotanıza alabilirsiniz.
Şehir içinde tur atan küçük trenlerle mini turlara katılabilirsiniz. Dominik kilisesinin arka tarafında belli saatlerde turlar düzenleniyor. Ziyaret tarihimizde fiyatı 7 Euro’ydu.
Bisikletle Colmar köylerine pedal çevirmeniz de mümkün. 2,5 saat süren rehberli bir turu 45 Euro’ya, şarap tadımı yapılan diğer versiyonunu ise 65 Euro’ya sunan Colmarbiketours isimli firmadan bilgi edinebilirsiniz. Eğer rehbersiz bir tur yapmak isterseniz 1 saatlik kiralama 8 Euro, yarım günlük kiralama ise 25 Euro. Farklı bir deneyim olabilir.
Sanırım Alsace bölgesi denilince akla gelen ilk şey üzüm bağları ve şarap. Gerçekten de ülkenin en meşhur şarap bölgesi Alsace’ın her tarafı bağlarla kaplı. Kasaba ve köylerin hemen yanı başında bulunan üzüm bağları Vosges Dağları eteklerinde 170 km boyunca uzanıyor. Güneyde Mulhouse Thann köyünden başlayıp kuzeyde Wissembourg’a kadar uzanan 170 km’lik yol Alsace’ın bağ yolu olarak adlanmış. Bu yol üzerinde 103 adet şarap köyü bulunurken sayıları 4 bini aşan şarap üreticisi var.
Colmar’da vaktiniz olursa size tavsiye edeceğimiz en yakın köy ve kasabalar Ribeauville, Riquewihr, Kaysersberg, Eguisheim ve Turckheim olur. Eguisheim isimli köyün bölgenin en güzel köyü olarak seçilmiş olduğunun bilgisini de verelim.
Turckheim’a trenle rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Yine rota üzerinde yer alan Obernai ise bölgenin önde gelen kasabalarından biri olarak Strasbourg şehrine yakın bir noktada bulunuyor. Tabi buradaki bütün köyleri gezmek için ciddi bir zaman ayırmak gerekir, o nedenle günde bir, iki hatta üç köyü rotanıza katarsanız mutlu olacağınıza eminiz.
Yine şarap yolu rotasında yer alan Salestat’ta Haut-Koenigsbourg şatosu ile Eguisheim yakınlarındaki Château du Hohlandsbourg kalesinde yükseklerden köyleri kuşbakışı görebilirsiniz. Yine rota üzerinde karşılaşabileceğiniz Kaysersberg’deki Kaysersberg kalesi, Wintzenheim’deki Flixborough gibi kaleler bulunuyor.