Marakeş’in mistik atmosferinde tanıtılan Dior Cruise 2020 koleksiyonu farklı kültürlerin yaratıcı birlikteliğini kutladı.
Alev alev yanan bir podyum, arka planda 16. yüzyıldan kalma bir sarayın tarihi silüeti ve podyumda Afrika’nın zengin kültürel çeşitliliğini yansıtan bir koleksiyon. İşte Dior’un Cruise 2020 koleksiyonu için düzenlediği defile böylesine unutulmaz bir gösteri oldu.
Parisli Dior’un defile için Marakeş’i seçmesinin önemli sebeplerinden biri modaevinin başına Christian Dior’un ölümünden sonra geçen Yves Saint Laurent’in şehirle olan bağıydı, ama tek neden bu değildi. Dior, Fas’ı Akdeniz, Avrupa ve Afrika kültürleri arasında bir köprü oluşturduğu ve bu konumu sayesinde yüzyıllar boyunca hem sanatçıları hem de gezginleri cezbettiği için de tercih etti. Markanın kreatif direktörü Maria Grazia Chiuri bu koleksiyonu, Dior’un Fransa sınırları dışına çıkarak yerel sanatkar ve zanaatkarlarla etkileşime geçmesi için bir fırsat olarak gördü.
Yani bu koleksiyon, defilesi Fas’ta yapılan Afrika esintili bir koleksiyon değil, bizzat Afrika kıtasının farklı bölgelerinden birçok yaratıcı elin dokunduğu özel tasarımlarla dolu, çok kültürlü bir koleksiyon.
Chiuri, 2020 Cruise koleksiyonunu öncelikle antropolojistlere danışarak yaratmaya başladı. Afrikaya özgü balmumu baskılı kumaşları koleksiyonda kullanmak isteyen tasarımcı, bunları Fildişi Sahili’ndeki bir kumaş fabrikasına ürettirdi. Ancak bu kumaşlar koleksiyondaki tek Afrikalı parçalar değildi. Şapkalar Afro Karayipli tasarımcı Martine Henry imzasını taşırken onları üreten ise Nijeryalı Daniella Osemadewa oldu. Nelson Mandela’ya saygı duruşunda bulunan özel tişört ise Afrika’nın yıldızı en parlak tasarımcılarından Pathé’O tarafından tasarlandı.
Farklı kültürlerin bir araya gelip yaratıcılıklarını birlikte sergilemesi ve ortak bir zeminde buluşmasını kutlayan Dior Cruise 2020, böylece yerel tasarımcıların eserlerini ve ustalıklarını dünyaya sergilemesini sağlamış oldu.