Modanın en özgür haline haute couture defilelerinde tanık oluyoruz. Tasarımcılar hayal güçlerini tamamen özgür bırakıyor, şekillerle, materyallerle ve tekniklerle yenilikler deneyerek sınırları ortadan kaldırıyor.
Paris Haute Couture haftası bu yıl, tavanından dev bir kafesle birlikte dudak, kulak ve burun gibi vücutsuz organların sarkıtıldığı, siyah beyaz damalı bir podyumda, sürrel bir defileye sahne oldu. Dior’un kadın koleksiyonunlarının baş tasarımcısı Maria Grazia Chiuri, haute couture’ün modern sanatla kesiştiği noktada sürrealizm akımının peşine düşmüş ve ortaya göz yanıltıcı optik illüzyonlarla dolu bir maskeli balo çıkarmış.
Dior moda evinin sürrealizmle yakınlığı sadece 2018 İlkbahar Yaz Haute Couture koleksiyonunda karşımıza çıkmıyor. Christian Dior’un henüz bir sanat galerisi işlettiği 1930’larda, İtalya’dan Paris’e gelen sürrealist ressam Leonor Fini, ilk sergisini bu stüdyoda açtı. Ardından ne zaman kendini sınırsız bir özgürlükle ifade etmek istese dostu Dior’un kreasyonu giysilerle yaptı bunu. İşte bu yıl podyumda izlediğimiz sürrealist koleksiyonun ilham perisi de Fini ve ressamın avant-garde tarzı aslında.
Rodin Müzesi’nde gerçekleşen defilenin dekorasyonu Dali ve Magritte gibi sürrealist sanatçıların eserlerinde sıklıkla kullandığı kafesler ve bedenden kopuk organlar gibi sembollerle ilk ipuçlarını verdi. Podyumdaki modellerse, yine siyah beyazın ağır bastığı, monokrom gece elbiselerini ve maskülen takım elbiseleri sergiledi.
Kreasyonların detaylarında ise transparan kumaşlarla yaratılan rüya etkisi, kafes şekilli korseler, kuş tüyleriyle süslenmiş pelerinler, geometrik formlar göze çarptı. Ancak tüm bu kreasyonlardan rol çalan ve tüm bakışları üzerine toplayan en önemli unsur, modellerin taktığı maskeler ve maskelerin ardındaki makyajlar oldu. Optik illüzyon etkisini devam ettiren maskelerde ünlü şapkacı Stephen Jones’un, gözlerde grafik bir etki bırakan vurucu makyajlarda ise Peter Philips’in imzası vardı. Modellerin boyunlarında, bir kolyeymiş gibi görünen ancak aslında sürrealizm akımının kurucusu André Breton’un Sürrealist Manifesto kitabından alıntı cümleler olan geçici dövmeler de dikkatli gözlerden kaçmadı.