Bu Eylül ayında, İstanbul’da mutlaka gezmeniz gereken sergiler…
Sonbahar mevsimine en yakışan kültürel etkinliklerden biri de sergi gezmek. Havalar yavaş yavaş serinlerken sergi mekanları da sizi sanatla buluşturmak için kapılarını açmaya başladı. İstanbul’un en önde gelen sanat mekanlarında bu ay hangi sergileri gezebileceğinizi merak ediyorsanız sizin için derlediğimiz listemize hemen göz atmaya başlayabilirsiniz.
Düş Suda
Borusan Contemporary, 21 Mart 2020- 7 Mart 2021
Borusan Contemporary, Düş Suda başlıklı yeni koleksiyon sergisiyle Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na yeni katılan eserleri, Türk şiirinin güçlü kalemi Edip Cansever şiiri ile ilişkilendirerek, disiplinler-üstü bir okuma önerisi getiriyor. Yeni medya sanatının, görsel sanatlara getirdiği yeni ifade olanaklarını ve izleyici ile kurduğu etkileşimli ilişkiyi merkeze alan sergi, şiirin evrensel dili ile çağdaş imgeler arasında kurduğu bağın gücüyle size alışılmadık bir deneyim yaşatacak.
Minyatür 2.0: Güncel Sanatta Minyatür
Pera Müzesi, 11 Ağustos 2020 – 17 Ocak 2021
Pera Müzesi’nin yeni sergisi “Minyatür 2.0: Güncel Sanatta Minyatür, minyatür sanatını klasik tanımından uzaklaştırıp, yaşayan, günümüze ait bir sanat formuna dönüştüren eserlerle dolu. Minyatürden yola çıkan ve modernitenin içinden yeniden doğan eserleri yan yana getiren sergi, sömürgecilik, oryantalizm, ekonomik eşitsizlik, toplumsal cinsiyet, kimlik politikaları, ayrımcılık, toplumsal şiddet, zorunlu göç, temsiliyet gibi konuları sorunsallaştırarak yeniden ele alıyor.
Alexis Gritchenko: İstanbul Yılları
Meşher, 1 Eylül – 1 Kasım 2020
Aslında Mart başında açılan sergi, Mehşer’in yeniden ziyaretçi kabul etmeye başlamasının ardından bitiş Kasım’a kadar uzatılarak sanatseverlerle buluşmaya başladı. Sergide Ukraynalı sanatçı Alexis Gritchenko’nun 1919-1921 yılları arasında yaşadığı İstanbul’u konu alan eserlerini görebilirsiniz. Çoğu suluboya olmak üzere, guaş, karakalem, yağlıboya 150’den fazla eser, Gritchenko’nun İstanbul’u ziyaretinden 100 yıl sonra ilk kez bu sergi için bir araya getirildi. Gritchenko’nun perspektifinden eski İstanbul’u keşfetmek için bulunmaz bir fırsat.
Cevdet Erek: Bergama Stereoti̇p
Arter Çağdaş Sanat Müzesi̇, 10 Eylül – 15 Kasım 2020
Bergama Stereotip, Cevat Erek’in Arter’deki galeri mekanına özel olarak tasarladığı sesli bir mimari yerleştirmeden oluşuyor. M.Ö. 2. yüzyılda inşa edilen ve Zeus Sunağı olarak da bilinen Helenistik dönem yapısı Büyük Bergama Sunağı’nı hareket noktası olarak alan Erek, sunağın mimarisini ve serüvenini yeniden yorumluyor. Cevdet Erek’in yapıtı, beyaz mermer kullanılarak inşa edilmiş antik sunağın yapısını soyutlayarak hoparlörler ve hoparlör kasaları da içeren bir ahşap konstrüksiyona dönüştürüyor. Hem görsel hem de işitsel bir sanat yolculuğuna hazır olun.
Hüseyin Arıcı: Merhamet
x-ist – 12 Eylül – 10 Ekim 2020
x-ist, yeni sezona Hüseyin Arıcı’nın kişisel sergisi “Merhamet” ile başlıyor. Arıcı, x-ist’te gerçekleşecek üçüncü kişisel sergisi olan Merhamet’i bir yakarış üzerine kurgulamış ve sergi ziyaretçilerinin karşısına gerçeklik ve yanılsama kavramları ile çıkıyor. Sanatçı sergide insanın iyilik ve kötülük yanılsamasının kendine ve etrafına dair daimi bir kandırmaca halinde olmasına bir dua etrafında vurgu yapıyor. Polimer kil üzerine akrilik ve yağlı boya gibi farklı teknikleri birleştirerek aslına yakın formlar üreterek izleyicinin gerçeklik algısını kırıyor.
İmparatorluklar Arasında, Sınırlar Ötesi̇nde
SALT Beyoğlu, 15 Eylül – 25 Aralık 2020
İmparatorluklar Arasında, Sınırlar Ötesinde sergisi Osmanlı’nın modernleşme sürecine ve tarih sahnesinden çekilmesine tanıklık eden Köpe ailesinin anılarına dayanıyor. Ailenin hikayesi, Transilvanya’nın Braşov şehri yakınlarında bir köyde doğup büyüyen Andras Köpe ile Breton bir aileden gelen Léocadie Tallibart’ın İstanbul’da yollarının kesiştiği Tanzimat Dönemi’nde başlıyor. Ardından hayatları II. Meşrutiyet, I. Dünya Savaşı ve mütareke dönemlerinde, Braşov, İstanbul, Selanik, Edirne ve Konya gibi şehirlerde şekilleniyor. Detaylı arşiv kayıtları sayesinde, bir aile tarihinden yola çıkarak 19. yüzyıldan 20. yüzyıla, imparatorluktan ulus devlete geçişteki yaşanmışlıkları SALT Beyoğlu’nda görebilirsiniz.