Son yılların en çarpıcı trendi içine bir rujun bile zor sığacağı mikro çantalar…
Dikkatli bakmazsanız göremezsiniz… Podyumlarda modellerin ellerinden, boyunlarından sarkan, neredeyse bir Barbie aksesuarı kadar minik çantalardan bahsediyoruz. Mikro çantaların en son gündeme oturuşu ise müzisyen Lizzo’nun Amerikan Müzik Ödülleri’nde parmaklarının ucunda taşıdığı, ultra küçük Valentino çantası oldu.
Peki bu minik çantalar ne zaman hayatımıza girdi ve boylarından kat kat büyük bir ilgi çekti? Karl Lagerfeld için Fendi’nin İlkbahar Yaz 2015 koleksiyonuyla modern mini çanta modasını başlattı diyebiliriz. Modacı, Fendi’nin ikonik Peekaboo çantasını küçültüp onu kendinden büyük, tüylü aksesuarlarla donatarak podyuma çıkarmıştı.
Ardından Jacquemus asıl fitili ateşledi, İlkbahar Yaz 2018 koleksiyonunda Le Sac Chiquito adlı, 6-7 santimetre boyutlarındaki çantasını tanıttı. Bu çanta bir anda Rihanna’dan Kim Kardashian’a kadar herkesin favorisi bir aksesuar haline gelince mikro boyutlu çanta trendi dünya çapında popülerlik kazanmaya başladı. Fakat markanın başındaki Fransız modacı Simon Porte orada durmak istemedi ve Le Sac Chiquito’dan bir sene sonra onu daha da küçülterek zaten küçük olan modelin ‘mini’ versiyonunu tasarladı.
Herkes bir yandan “Bu çantaya ne koyabilirim?” diye düşünse de, modacılar podyumları mikro çantalarla doldurmayı sürdürdü. Chanel’in bele altın rengi bir zincirle asılı ikili mini çantası, Erdem’in kolye şeklinde boyunlara astığı çantalar, Givenchy’nin çapraz takılan minik çantası ve Brandon Maxwell’in neredeyse bir kredi kartı boyutlarındaki mikro çantaları sayabileceklerimizden sadece birkaçı…
Modacılar bir yandan işlevselliği tasarımın gerisinde bırakırken diğer yandan bir de mesaj veriyor aslında. Kadınlar 1900’lerin ortalarından bu yana minik çantalar taşıyor, özellikle de varlıklı kesimin kullandığı küçük, zarif ve içine çok az eşya sığan bu çantalar bir nevi statü sembolleriydi. Çünkü bu, onlar için eşyalarını taşıyan başkalarının olduğu anlamına geliyordu. Günümüzün ünlülerini düşündüğümüzde bu durumun hala geçerli olduğu söylenebilir.
Öte yandan çantaların küçülmesinin ardında bir başka fikir daha yatıyor olabilir. Minimalleşmek ve fazlalıklardan kurtularak özgürleşmek. Küçük bir çanta kullanmak demek, büyük bir çantanın içine doldurabileceğiniz birçok gereksiz eşyayı mümkün olduğunca azaltmak zorunda kalmanız demek. Üstelik omuza çapraz takılan ya da boyuna asılan çantalar ellerinizin de serbest kalmasını sağlayarak size daha fazla hareket özgürlüğü veriyor.
Kısacası minik çantalarla hem fiziksel hem de zihinsel olarak hafifleyebiliyorsunuz. Belki de mikro boyutlu çantalarla modacıların bize söylemek istediği şey de bu zaten…