Fit-i Fit-i Zamanı!

Sağlıklı ve fit bir vücuda kavuşmak istiyorsunuz. Peki spor yaparken takım arkadaşınız neden sevgiliniz olmasın?

“The Month Of Love…” Kulağa çok aşk dolu geliyor. Bu ayın ilk iki haftası, “Acaba şehir dışına mı kaçsak?”, “Güzel bir restoranda yemek artık çok mu klişe?”, “Güzel bir pırlantayı hak ediyor…” (Erkekler için yine maalesef oduncu gömlek☺) gibi fikirler kafanızı kurcalayıp duracak. Aslında bu yazının konusu ile örtüşen güzel bir ay şubat ayı.

Şöyle bir düşünün. Ne kadar süredir birliktesiniz? Beraber neler yaptınız? Neler gördünüz? Nelerin üstesinden geldiniz? Ve hala birbirinizi seviyorsunuz… İkinizde bu ilişkiye “emek” veriyorsunuz.

Farklı bir pencereden bakalım. Hayatınızda birinin olmadığını düşünün. Yalnızsınız ☹ Hafiften kilolusunuz da. Fitleşmek için spor salonlarına yazılıp, Belgrat’ta deli gibi haftasonu koşularına katılıyorsunuz. Özellikle bu dönemlerde spora ayırılan zaman, yeni bir ilişki start aldığında yerini hemen bu ay yapacağınız gibi (ki yapın ☺ ) şaraba ve peynir tabaklarına bırakıyor. Yeni bir ilişkiye başladığımızda özellikle bu topraklar üzerinde yaşayan bizler hemen kendimizi salıveriyoruz. Bu bana sanki içimizden “artık düzgün bir fizik ilk amacım değil” diye beynimizin bize kabullendirmeye çalıştığı bir aldatmacaymış gibi geliyor.

Sevgiliniz takım arkadaşınız olsun…

Başa dönecek olursak, ilişkimize verdiğimiz emekten çok daha fazlasını zaman içinde kendi sağlığımızı korumaya ve geliştirmeye veriyoruz. Kendinize aşık olun demiyorum tabii ki ama sportif bir hayatın olmazsa olmazlarından “takım arkadaşı” neden sevgiliniz olmasın? Bir düşünün… Sabah koşuları, yoga, yüzme hatta ekstrem sporlar. Birbirinizi her koşulda gaza getirebilir; tembellik yapacakken bir anda sevgilinizin ısrarlarına dayanamayıp kendinizi sahilde koşarken bulabilirsiniz.

Unutmayalım ki antrenman dolu bir yaşam öncelikle psikolojinizi düzeltir ve sizi stresten uzak tutar. Tam da ilişkide aradığımız şeyler bunlar değil mi? Daha az tartışma, daha verimli sohbetler ve daha iyi performans… Ne demek istediğimi siz zaten anladınız.

Kendi öğrencilerim arasında bulunan çiftlere dikkat ettiğimde spor yaparken ne kadar keyif aldıklarını görebiliyorum. Üstelik bunu yaparken birbirlerini de daha yakından tanıyorlar. “Bunu kesinlikle yapamaz” dediğiniz hareketi eşinizin nasıl da kolaylıkla yaptığını gördüğünüzde, ona olan güveniniz de artıyor.

Birlikte spor yaparken keyif alın…

Peki İkna Olduk, Şimdi Ne Yapmamız Gerekiyor?

Fit Bir Vücut Önce Mutfakta Yapılır

Öncelikle ikinizin de istediği şey fit bir vücut, belki daha da fazlası. Bunun için birbirinizi cesaretlendirin ve isteklerinizi açıkça birbirinize belirtin. Aksiyona geçeceğiniz ilk nokta mutfak olacaktır. Çünkü bu işin yüzde 65-70’i mutfakta yapılır. Bir başka deyişle ne yerseniz, siz de o sunuz. Kilo verip sıkılaşmaya yönelik bir diyet programı düşünüyorsanız, ilk yapmanız gereken şey tüm beyazlardan uzaklaşmak olacak. Tuz, şeker, unlu mamüller… Ben bir diyetisyen değilim ama zaman içinde uyguladığım programlar ve aldığım sonuçlardan sonra şunu söyleyebilirim ki, dört haftayı geçmemek kaydıyla süt ve süt ürünlerini tamamen kesmek de gözle görülür sonuçlara neden olacaktır. Bu konuda spor öncesi ve günlük beslenme programınız ile ilgili spor antrenörünüzle ve diyetisyeninizle konuşmanızı öneririm.

Sağlıklı bir yaşam için su İçin 🙂

Sabah İlk İş Su İçin

Sabah kalkar kalkmaz bir bardak su içmek metabolizmanızı güne hazırlayacak ilk etkenlerden biri. Gün içinde de düzenli su içmeye devam edin ve bunu susamadan yapmaya özen gösterin. En az 10 litre su içmelisiniz gibi bir şey söylemeyeceğim. Ama ne kadar içmeniz gerektiğini belirlerken internetten uzak durun. Sabah yarım saat daha erken kalkarak kahvaltı yapın. Günün gerçekten en önemli öğününü atlamayın. Yapabilenler için kahvaltıdan önce yarım saat, 45 dakika civarında hızlı yürüyüş iyi olacaktır. Bu yürüyüş gün içinde yağ yakımınızı arttıracak ve metabolizmanızı hızlandıracak, üstelik daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Bunun dışında antrenmanlarınızı sabahları da yapabilirsiniz.

Neden Antrenmanlarımı Sabah Yapmalıyım?

Sabah yapılan antrenmanların vücuda verdiği ayıltıcı etkinin yanı sıra, beynin yemek yeme arzusunu da ortadan kaldırdığı keşfedilmiştir. Bununla birlikte çoğu çalışanın antrenmanlarını akşam saatlerine alması, zaten koca bir iş gününün vermiş olduğu stresin ve yorgunluğun üzerine verimsiz bir antrenmana ve daha fazla yorgunluğa da sebep olabiliyor. Antrenmanlarını yine de akşam saatlerinde yapmak zorunda olanlar için küçük bir dipnot: Antrenmanınızdan 2-3 saat önce büyük bir ara öğün tüketin.

Bu ayın yazısının sonuna doğru gelirken son konu uyku olacak.

Yaaaa Beş Dakika Daha :)

Yaaaa Beş Dakika Daha 🙂

“Yaaaa Beş Dakika Daha Uyiiim N’oooolur…”

Yukarıda bahsettiğim şeyler doğrultusunda hayatınızı biraz düzene koyduğunuzda, beş dakika daha uyuma isteği ya da sürekli ileri alınan alarmlar artık sizin sorununuz olmayacak buna eminim. Ancak yine de sabahları kalkmakta zorlanıyorsanız, yatmadan en az iki saat önce yemeğinizi yemiş ve ılık bir duş almış olun. Sosyal medyada daha az zaman harcayın ve Survivor’da neler oluyor boşverin. Son olarak küçük bir nefes tekniği ile bitirmek istiyorum.

Uyumakta zorlanan tüm arkadaşlar diyafram nefesini deneyebilirler. Kısaca açıklamak gerekirse;

– Karanlık bir odada uyumaya gayret edin.
– Sırtüstü yatın.
– Ellerinizi göbek deliğinizin üstüne koyun.
– Sadece karnınıza doğru nefes alın. Karnınızı şişirin.
– Nefes almayı ve vermeyi 5-7 sn sürecek kadar derin ve uzun yapın.

Bu teknikle 5 dakika içinde uykuya dalacaksınız. Emin olmak isteyenler bebeklerin nefes alışverişlerini ve göbüşlerini gözlemleyebilir.

Uykudan önce birbirinize zaman ayırın ☺ ve yatarken birbirinize şunu söylemeyi unutmayın: Je t aime…


Önerilen yazılar