Yedi odadan oluşan bir labirent, içeride yemek yiyebilen en fazla 24 kişi… 40 çeşitten oluşan yaratıcı ve deneysel bir tadım menüsü… İşte Barcelona’nın ismi gibi gizemli mekanı Enigma’yı ziyaret edenlerin yaşayacağı deneyimin özeti bu şekilde.

İlhamını Japon, Kore, İspanya ve Brezilya mutfaklarından alan 40 farklı yemek, alışılmışın dışındaki sunumların yanında kokteyller ve kahve eşliğinde servis ediliyor. Dilerseniz menüye uyumlu şarapların da tadına bakabiliyorsunuz. Ancak şarapların hepsi özellikle düşük alkollü çeşitlerden seçilmiş. Bunun nedeni ise Enigma’da yalnızca yemeğin ön planda olmasının istenmesi.

Tadım menüsünü Enigma’nın yedi ayrı odasında, yaklaşık üç buçuk saat boyunca gezerek deneyimliyorsunuz. Hatta tattığınız bazı yemeklerin içinde ne olduğunu önceden bilmiyor, damağınıza dokunan bu lezzetlerin içinde ne olduğunu tahmin etmeye çalışıyorsunuz. Tam bir bilmece gibi değil mi?

Enigma’nın konseptinin arkasında dünyanın en iyi restoranları arasında gösterilen, 3 Michelin yıldızlı elBulli’nin de yaratıcıları, İspanyol Ferran ve Albert Adrià kardeşler var. Enigma’nın iç dekorasyonu fütüristik dokunuşlara sahip dev bir eskimo kulübesini andırıyor. Farklı dokulara sahip, grinin çeşit çeşit tonlarını sergileyen duvarlar, buz sarkıtları gibi görünen cam paneller ve tavana parlak bir bulut görünümü kazandıran buruşuk metal levhalar, 700 metrekarelik bu alanda yemek yemeyi deneyimleyen herkesin, gerçek dünya ile olan bağlantısını kesip onları bambaşka bir gastronomi yolcuğuna çıkarmak üzerine tasarlanmış adeta.

Bu ilginç tadım menüsünü deneyimlemek için elbette öncelikle rezervasyon bariyerini aşmanız gerekiyor. Doğal olarak bu özel restorana bir gece öncesinden rezervasyon yapmanız mümkün değil. Online rezervasyon sırasında, ön ödemeyi yaptıktan sonra, size kapıda kullanacağınız özel şifre gönderiliyor. Tadım menüsünün akışını bozmamak adına en fazla altı kişilik gruplar halinde rezervasyon alınıyor. Menünün fiyatı ise 220 Euro.

Enigma’da fotoğraf çekmek yasak değil, ancak sizden çektiğiniz fotoğrafları sosyal medyada paylaşmamanızı rica ediyorlar. Yarattıkları bu gizemi korumak ve elbette oradakilerin sosyal medyaya değil sadece ama sadece tattıklarına odaklanmaları için bunun çok yerinde bir karar olduğunu düşünüyoruz.