Kimileri ona modanın “godfather”ı, kimileri “kırmızı halı” modacısı, kimileri ise tasarımcıların ‘Rolls-Royce’u diyor. Giorgio Armani markası, ustaca tasarlanmış giysileri; kaliteyi, lüksü, bir çeşit sosyal statüyü ve prestiji simgeliyor.
İtalya’nın en iyi, dünyanın ise en iyi beş modacısından biri olarak kabul edilen Giorgio Armani, markasının 40. yılı kutlama galasını, geçtiğimiz ay Milano’da, Silos adını verdiği yeni moda merkezinde gerçekleştirdi. 81 yaşındaki İtalyan Modacı Giorgio Armani’nin 40 yıllık birikim ve yaratımlarını sergilediği Armani Silos’un açılışı, 450 kişinin katıldığı muhteşem bir defile ve partiyle kutlandı.
Giorgio Armani’nin 40. yıl galası; Cate Blanchett, Glenn Close, Leonardo DiCaprio, Lauren Hutton, Sophia Loren, Tom Cruise ve Pierce Brosnan başta olmak üzere birçok Hollywood yıldızını; Janet Jackson, Boy George ve Tina Turner gibi ünlü müzik yorumcularını Milano’ya taşıdı. Kırmızı halı daveti muhteşem bir defileyle başladı. 450 davetlinin katıldığı defilede, Armani Prive Haute Couture Koleksiyonu’nun 10 yıllık geçmişindeki 160 seçkin tasarım, 80 model tarafından sunuldu. Armani Prive Couture defilesiyle başlayan gece, Giorgio Armani’nin yeni moda merkezi Silos’un büyük salonundaki VIP partiyle devam etti. Armani’nin tarihi Nestle buğday fabrikasından dönüştürdüğü için ‘Silos’, yani buğday deposu adını verdiği, renovasyonunun 50 milyon Euro’ya mal olduğu binanın tasarımı ise ünlü mimar Tadao Ando’ya ait.
Armani’nin “güncel müze” ve moda-sanat merkezi konseptli yeni merkezinde, modacının kariyeri boyunca ürettiği tüm özel parçalar sergileniyor. Silos’un kırmızı halı bölümünde ise ünlü yıldızların giydiği giysi, tuvalet ve smokinler yer alıyor. Bu bölümde, Richard Gere’in 1980 yılında Amerikan Jigolosu filminde giydiği takım, Diane Keaton’un 1978’de Annie Hall’daki oyunculuğuyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar Ödülü’nü alırken giydiği kıyafet, 1996’da Sharon Stone’un Casino filmiyle Oscar’a aday gösterildiği ödül töreni gecesinde giydiği meşhur tuvalet gibi arşivsel parçalar yer alıyor. Ayrıca 4500 metrekarelik, dört katlı binada Armani defilelerinin, üretim aşamalarının, giysi detaylarının gösterildiği bir dijital salon, çalışanların ofisleri, sanat galerileri, restoran ve kafe de yer alıyor. Tıpkı yeni moda-sanat merkezinin açılışında, Giorgio Armani’nin şu sözlerle “Gerçekten çok duygusal anlar yaşıyorum. 40 yıl boyunca yaşadıklarım, benimle çalışan yüzlerce insan gözümün önünden geçiyor. Burası benim hayatımın özeti gibi. Silos Armani, Milano’nun hatta İtalya’nın moda merkezi olacak. Yerel halk, turistler, dileyen herkes gelip burayı ziyaret edebilecek. Burada sadece özenle yarattığımız giysileri değil, aynı zamanda modern sanat yapıtlarını da sergileyeceğiz” ifade ettiği gibi Silos, şimdiden İtalya’nın yeni simgelerinden biri olacak gibi görünüyor.
Üniversiteden terk, vitrin tasarımcısı Giorgio Armani
Giorgio Armani, 1934 yılında Milano yakınlarındaki Piacenza, İtalya’da doğar. Babası Deniz Nakliye Müdürü olan Giorgio’nun, Sergio adında bir ağabeyi, Rosanna adında da bir kız kardeşi vardır. Giorgio ve kardeşleri II. Dünya Savaşı’nın tüm yokluk ve zorluklarını yaşayarak büyürler, hatta evleri bile bombalanır. Armani’nin o savaş günlerden hatırladığı en güzel anılar, Milano Sineması’nda ara sıra, halka moral vermek için gösterilen Hollywood filmleri ve Hollywood yıldızlarının göz kamaştırıcı hayatlarıdır. Bir gün onlarla bir arada olmanın ve onlar gibi bir hayat yaşamanın hayalini kurar.
Küçük Giorgio’nun hayali yıllar sonra gerçekleşecektir! Üniversitede tıp ve fotoğrafçılık eğitimi alır ama tasarımcı olmaya karar verdiği için iki yıl sonra okulu bitirmeden ayrılır. Askerliğini yaptıktan sonra çalışma hayatındaki ilk işi La Rinascente Mağazaları’nda vitrin tasarımcılığıdır. Armani, 1961 den 1970 e kadar tanınmış moda evi Nino Cerruti için asistan tasarımcı olarak çalışır. 1970-1973 yılları arasında ise Zegna, Cerruti gibi markalar için freelance tasarımlar yapar. 1974 yılında ortağı Sergio Galeotti ile Armani şirketini kurar ve aynı yıl ilk Giorgio Armani erkek, 1975’de ise ilk kadın koleksiyonunu hazırlar ve tanıtır. O zamana kadar üretilen neredeyse tek tip sayılacak erkek ceketlerinin yerine, Armani’nin karakteristik; daha az vatkalı, daha spor kesimli, hafif dökümlü, kendi deyimiyle, “Mao Sendromu”ndan uzak, çağdaş ve karizmatik ceketleri moda dünyasında geniş ilgi uyandırır. Ünlü modacı kadın ceketlerinde erkek kumaşlarını kullanarak da bir ilki gerçekleştirir. 1980 yılında Amerikan Jigolosu filminde Richard Gere’in kostümlerini hazırlayarak ve 1984- 1989 yılları arasında ülkemizde de gösterilen ve çok sevilen Amerikan dizisi Miami Vice’ın başrol oyuncusu Don Johnson’ı giydirerek, popüleritesini artırır. Ardından Michelle Pfeiffer, Jodie Foster, John Travolta, Whoopi Goldberg ve Jack Nicholson başta olmak üzere birçok Hollywood yıldızı, Armani imzalı giysilerle kırmızı halıda boy göstermeye başlar. Tam bir spor tutkunu, aynı zamanda koyu bir İnter Milan taraftarı ve Olimpia Milano’nun yönetim kurulu üyesi olan Giorgio Armani, İtalyan milli futbol takımının ve Chelsea’nin formalarını da tasarlar. Ayrıca İtalyan polisinin üniformaları da hala Armani Design ekibi tarafından üretiliyor.
Georgio Armani, 1974’de erkek giyimiyle başladığı moda yolculuğunda, yıllar içinde haute couture, erkek, kadın, iç giyim, çanta, ayakkabı, aksesuar, saat, mücevher, takı, gözlük, kozmetik, parfüm ve mobilya sektörü olmak üzere Armani markasını farklı alanlara taşır. Başta Armani Prive olmak üzere Giorgio Armani, Emperio Armani, Armani Collezioni, AJ- Armani Jeans, AX- Armani Exchange, kısa sürede dünyanın en iyi markaları arasında yer alır. Ayrıca Armani Şirketler Grubu’nun Milano, Paris, New York, Londra, Hong Kong, Los Angeles, Tokyo, Seul ve Dubai’de Emaar Properties ile birlikte işlettiği otel, kafe-bar ve gece kulübü zincirleri bulunuyor. 1975’de çok ufak bir kar sağlayabilen Armani Şirketi’nin mali başarı grafiği her geçen yıl yükseliyor. Armani Şirketler Grubu’nun 2014 yılı yıllık karı 2.4 trilyon euro olarak açıklandı, Giorgio Armani’nin 2014 itibariyle mal varlığı açıklaması ise 7.7 trilyon euro.
2015 Oscar Töreni’nde Naomi Watts, grafik desenli, siyah ve gümüş payetlerden oluşan, omuzdan askılı Armani tuvaletiyle göz kamaştırdı. Armani imzalı giysilerden vazgeçemeyen ünlülerin başında George Clooney, Adam Levine, Michelle Pfeiffer, Julia Roberts, Penelope Cruz, Beyoncé, Lady Gaga, Cate Blanchett, Sophie Marceau ve Justin Bieber yer alıyor.
81 yaşındaki ünlü İtalyan modacının şimdilerde özel hayatı sakin ama iş hayatı her zamanki gibi yoğun ve üretken geçiyor. Ara sıra çıkabildiği tatillerini denizde, teknesinde dinlenerek geçiriyor. Mairi ve Angel adlarındaki iki kedisiyle Milano’da yaşıyor. Sabahları 7’de kalkıyor, bir saat egzersiz yapmadan işe gitmiyor ve sağlıklı besleniyor. Günde yaklaşık 10 saat çalışıyor. Evde mutlaka yüzde 100 pamuklu rahat giysiler giyiyor ve gece 10.30’da yatağa giriyor. Evine dostları geldiğinde onlarla birlikte film ya da futbol maçı seyretmeyi seviyor. En sevdiği müzik parçası Leonard Cohen’den Suzanne. Hitchcock filmlerinin tutkunu. En sevdiği yemek ise “Spaghetti alla Bisanzio” yani domates soslu, mozarella peynirli ve fesleğenli spagetti…
Armani Prive Couture İlbahar-Yaz 2015 Koleksiyonu’ndan…
Japon kadınının saklı dişiliği ve mistizmi, Prive Couture İlbahar-Yaz 2015 Koleksiyonu’nda Armani’nin sihirli dokunuşlarındaki sadelikle buluşuyor. Giorgio Armani bu koleksiyonda Japon geyşa kimonoları ve bambu ağaçları gibi Japon etnik öğelerinden ilham alıyor.
Volanlar, pliseler, işlemeler… Tuvaletlerin kalem ve evaze eteklerinin üst kısımları straplez, mini bantlı büstiyer, ince askılı ve tek kollu asimetrilerle birleştirilmiş. Giysilerin organze ve tafta kumaşlarının parlaklığında bambu ağacının gövdesi, yaprakları, dokusu ve renk skalası resmedilmiş. Giysilerin çoğunda kullanılan Japon kimonolarından esinlenen siyah saten kurdeleli kalın obi kemerler ise koleksiyonun öne çıkan konsept detayları arasında.
İlkbahar/Yaz koleksiyonu olmasına rağmen Armani bu sezon koleksiyonunda koyu renk ağırlıklı çalışmayı tercih etmiş. Bambu, zümrüt yeşili, beyaz, koyu-açık bej, emerald mavisi, grinin tonları, metalik gri ve siyah öne çıkan renkler arasında.
Organze, tafta, ipek saten, güpür dantel, tül ve şifon kumaşlar, zaman zaman minik parlak boncuklarla, zaman zaman Swarovski kristalleriyle işlenmiş, bazı giysilerde doğal kuş tüyleri kullanılmış.
Ortadan ayrılmış geriye doğru taranmış ve atkuyruğu şeklinde geride bağlanmış saçlar, bambu ağacının gövdesini hatırlatacak şekilde ara ara lastik kurdelelerle bağlanmış. Takılarda geniş, İspanyol tarzı sallantılı iri daire küpeler, büyük ve geniş cam efektli halka bileziklerle kombine edilmiş. Giysilerle aynı kumaşlardan yapılmış, boncuklarla işlenmiş mini evrak ve minik askılı el çantaları da zarif tasarımlarıyla dikkat çeken detaylardan. Armani’nin silindir ve zarf şeklinde saydam, cam efekti veren clutch çantaları ise oldukça şık.
Pınar Efe
