Paris Haute Couture haftası yine nabızları hızlandıracak kadar görkemli tasarımlarla dopdolu geçti.

Moda dünyası için yılın en heyecan verici dönemini, bir haute couture haftasını daha geride bıraktık. Rüya gibi tasarımlar podyumları doldururken bize de bu göz kamaştıran defilelerin en unutulmazlarını listelemek kaldı.

Valentino

Valentino’nun baş tasarımcısı Pierpaolo Piccioli podyumda ütopik bir dünya yarattı. Kültürel çeşitliliğin içinde bireysel varoluşu kutlayan koleksiyon, en çok renk yelpazesiyle dikkat çekti. Folk ögeler şapkalarla vurgulanırken koleksiyondaki tasarımların taşıdığı nazik detaylar ise yüzlerce saatlik el emeği ile üretilmişti.

Fendi

Karl Lagerfeld’e bir saygı duruşu niteliğindeki couture koleksiyonu, ağırlıklı olarak pastel tonlar ve siyahtan oluşuyordu. İlhamını Roma mozaiklerinden alan desenlere sahip tasarımlar, uçuşan transparan kumaşların ve farklı desenlerin bir arada kullanılmasıyla tarz kazandı.

Giorgio Armani

Armani Privé’nin Sonbahar Kış 2019 couture koleksiyonu kelimenin tam anlamıyla ışıl ışıl parlıyordu. 80’lere göz kırpan puantiyeler, siyah rengin üzerinde gece gökyüzündeki yıldızlar gibi parlak duruyordu. Pastel tonlara da koleksiyonda bolca rastlandı. Transparan üstler, geçen sezonlarda da rastladığımız fiyonklar ve kabarık etekler koleksiyonda öne çıktı. Gece elbisesi ağırlıklı olsa da Armani, şık takım elbiselerle günlük kullanıma da hitap eden eksiksiz bir couture koleksiyonu hazırlamıştı.

Givenchy

Kuş tüyleri, pelerinler ve hacim… Fransız modaevi Givenchy bu sezonun couture defilesinde dramatik öğelerden sonuna kadar faydalanmış. Koleksiyonun adı Noblesse Radicale yani Radikal Asalet olunca, podyumda da saraydan çıkma kostümlerin modern yorumlarını izlemiş olduk. Genelde siyah beyaz ağırlıklı olan koleksiyonda rastlanan diğer renkler asil lacivertler, altın ve gümüş ışıltıları ile lilaydı.

Christian Dior

Maria Grazia Chiuri bu sezon siyahın asaletini gotik detaylarla birleştirmeyi seçmiş. Hafifçe karanlık bir auraya sahip koleksiyon, bolca dantel, kuş tüyü ve tüllerle süslenmiş tasarımlardan oluşuyordu. Neredeyse siyahtan başka hiçbir rengin yer almadığı koleksiyon bu rengin zamansızlık gücünü arkasına alan klasik parçalarla doluydu.