MAKALE

Hayatın Dört Ana Sağlık Kaynağı

Hayatın Dört Ana Sağlık Kaynağı

Institute for Integrative Nutrition’da bütünsel beslenme ve sağlık koçluğu eğitimi alan Çisem Paksoy, yeme bozukluklarının ardında yatan sebepleri paylaşıyor.

Sizin de sohbetleriniz hep nasıl daha sağlıklı beslenebiliriz, neler yemeliyiz, neler yapmalıyız, hangi vitamin takviyesini almalıyız gibi sorularla mı geçiyor? Siz de benden birisiniz o halde. Biz cips ve çikolatayla büyüyen bir jenerasyonduk, ama şimdiki çocuklar da anneler de gerçekten çok bilinçli ve sağlıklı. Bu yüzden bomba gibi bir yeni nesil geliyor benden söylemesi…

Elbette sağlıklı olmak için hiçbir zaman geç kalmış sayılmazsınız, bu yüzden hemen harekete geçmenizi öneriyorum. Ancak ben bu yazımda sağlıklı beslenmeye değil sağlıklı olmak için bence çok önemli bir başka konuya değinmek istiyorum: Birincil Besin Kaynağı. Bir birey iki temel besin kaynağı ile sağlık kazanıyor: Birincil Besin Kaynağı (“Primary Food”) ve İkincil Besin Kaynağı (“Secondary Food”).

Birincil Besin Kaynağı’nın Önemi

Peki nedir bu Birincil Besin Kaynağı? Birincil besin kaynağını ilişkilerimiz, fiziksel aktivitelerimiz, kariyerimiz ve spritüelliğimiz oluşturuyor. İkincil besin kaynağı ise vücudumuza doğrudan giren besinlerden oluşuyor. Şimdi Birincil Besin Kaynağı’nın dört ana ögesinin hayatımızdaki öneminden bahsetmek istiyorum.

İlişkileriniz: Anne, baba, sevgili, çocuk ve arkadaş ilişkileriniz nasıl? Sürekli stres altındaysanız ve ilişkilerinizde mutsuzsanız ne yaparsanız yapın, istediğiniz brokoliyi, avokadoyu yiyin, tam anlamıyla sağlıklı olamazsınız. Diğer yandan sürekli fast food, abur cubur veya hazır gıda yiyip hayatındaki ilişkilerinde çok mutlu olan bir kişi sizden çok daha sağlıklı olabilir.

Burada topluluk hissiyatına da değinmeden geçmeyelim. Yedikleri ve içtiklerinden bağımsız olarak, yalnız olmayan insanlarda hastalık oranlarının düştüğü yapılan araştırmalarla defalarca kez kanıtlandı. Dolayısıyla sevildiğini, ait olduğunu hissetmek sağlıklı olmak için çok önemli.

Fiziksel Aktiviteleriniz: Her birey kendine ve vücuduna iyi gelen sporu bulup onu yapmalı. Peki siz düzenli spor yapıyor musunuz? Düzenli spor yapmak size kendinizi hem fiziksel hem de ruhani olarak iyi hissettirir, bunu unutmayın. Mutlu ve stressiz bir yaşama giden yol düzenli egzersizden geçiyor, bunu hepimiz biliyoruz artık!

Kariyeriniz: Sizi tatmin eden ve sizi ulaşmak istediğiniz hedefe götüreceğine inandığınız bir kariyeriniz var mı? Eğer yoksa bunu değiştirmek için bir şeyler yapmanız gerekiyor, çünkü ömrünüz boyunca tatmin olmadığınız bir şeyleri yapmak durumunda kalmak size ve sağlığınıza kötü geliyor ve bu hep böyle devam edecek. Elbette hemen bugün mevcut kariyerinizi bırakın demiyorum, sadece bazı değişiklikler yapabilir, sizi mutlu eden hobiler edinebilir ya da gelişiminize ve ilgi alanlarınıza daha uygun bir departmana geçiş yapabilirsiniz.

Spiritüelliğiniz: Ruhunuzu beslemek için zaman ayırıyor musunuz? Dinsel veya daha farklı spiritüel aktivitelerle ya da her ikisinin karışımıyla ilgilenerek ruhunuzu besleyebilirsiniz. Kendi değerlerinize uyacak doğru spiritüel çalışmayı ancak kendiniz bulabilirsiniz. Bu nedenle buna mutlaka zaman ayırın ve sağlığınızın iyileşmesine tanık olun.

Değişiklik Yapmanın Tam Zamanı

Bahsettiğimiz dört ana başlıkta vücudumuzun dengesini bozabilecek bir eksiklik olması durumunda yeme bozuklukları da beraberinde geliyor. Ama eğer hayatınızda size sevildiğinizi hissettiren ve değer veren birileri varsa bu yeme bozuklukları ortadan kalkabiliyor.

Çocukluğunuzda, sokakta arkadaşlarınızla oynadığınız ve tüm gün yemek yemediğinizi ancak eve geldiğinizde fark ettiğiniz zamanları düşünün. O kadar mutlu ve dengeliydiniz ki başka bir şeye ihtiyacınız olmuyordu.

Haydi bu hafta birincil besin kaynaklarınızda bir iyileştirme yapmak için kendinize bir söz verin ve yemek yeme alışkanlığınızdaki olumlu etkileri gözlemleyin. Görüşmek üzere!

Yazar: Çisem Paksoy
Instagram: @cisottifoods


Önerilen yazılar