Bir ekonomistin kaleminden çıkmış bir cinayet romanını okuma listenize eklemeye ne dersiniz?
Bir kitap düşünün, içinde seyahat, polisiye kurgu ve denetim olsun. Siz de katil kim diye düşünürken Cenevre’ye seyahat edip vergi kaçırma suçlarının nasıl ilerlediğini okuyun.
Kelime anlamı ile İnferis, Latince’de yeraltı dünyası manasına geliyor. Direkt kelime anlamı ile telaffuz edilmese de aynı kökten “cehennem” karşılığı ile Inforno’yu Dan Brown kitaplarından hatırlayacaksanız. O kitaplarda sembollerin peşinden koşan Robert Langdon İtalya’dan Floransa’ya oradan İstanbul Ayasofya’ya uzanan bir koşturmacanın içinde yer alıyordu. Mahfi Eğilmez ise İnferis isimli kitapta işin mali boyutlarını ele alan bir kurmaca vergi ve rüşvet çarkının içinde işlenen bir cinayetin ipuçlarını kovalıyor.
Mahfi Eğilmez gibi yılların eskitemediği bir ekonomi üstadımızı cinayet romanı yazarken bulmak günümüz Türkiyesi için sevindirici mi yoksa hazin bir görüntü mü karar veremedim. Benim gözümde Mahfi Hoca’nın kaleminden Dünya Ekonomi tarihini okuyup, faiz – enflasyon – para kavramlarının temellerini atmak her daim kolay olmuştu. İşin popülist tarafı hakkında cümle kurmak yerine, yazar İnferis’te neler anlatmış gelin onun detaylarına bakalım.
Yazının bir bölümü kitap hakkında detay içereceğinden bundan rahatsızlık duyacaklar için baştan uyarımı yapmış olayım. Öykü, iş adamı Mehmet H.’nin şüpheli ölümü üzerine tasfiye halindeki şirketini incelemek üzere görevlendirilen Murat’ın raporunu yazmaya kanıt araması ve teftişi ile başlıyor. Önce çok gizli ifadesi ile görevlendiriliyor Murat, ardından incelemesini yapmak üzere İstanbul’a taşınıyor.
Mütevazi bir yaşama sahip olan Murat, işini düzgün ve layığı ile yapmaya çalışan liyakat sahibi bir memur. Ancak teftiş sırasında öyle bilgi ve bulgulara ulaşıyor ki bazen bir cinayet masası komiseri, bazen de bir savcı gibi, bütün işi çözmek için olağanüstü bir çaba ile çalışıyor.
Bir rüşvet çarkını belirlemek üzere özel izin ile Cenevre‘ye uçuyor, oradaki gizli banka hesaplarına ulaşmak için illegal yollara girip sözel bilgiler alıyor. Ardından küçük bir turistik gezi ile Lozan ve Montrö şehirlerini keşfe çıkıyor. Ardından Ankara’ya döndüğünde tehdit mektupları almaya başlıyor.
Esasen cinayeti çözmek üzere Murat’ın yakaladığı iki ipucundan biri modern polisiye romanlarının yeni keşfi olabilir. Biri Google Maps Timeline isimli telefon uygulaması üzerinden konum yakalama, diğeri ise İsviçre bankalarına bakanlar için yapılan rüşvetlerin tutulduğu defter. Bu iki ipucu Murat’ın en büyük kanıtları. Tabi iş adamının kızı Hale‘nin topladığı kanıtları bir diğer kenara koyuyoruz.
Kitap hakkında eleştiri yapılacak çok nokta var. Ancak ben Murat’ın mükemmel kişiliği hakkında bir kaç not iletmek isterim. İşini muhteşem yapan bu karakter aynı zamanda sanattan ve edebiyattan anlıyor, eğitimini geri planda bırakmadan bir de doktora yapıyor. Hatta bir bölümde Hose Saramago‘dan Körlük ve Lizbon Kuşatması Tarihi ile ilgili Murat’ın ağzından bilgiler okuyoruz. Fazlasıyla harika bir karakter mi demekten kendimi alamıyorum.
Bütün bu konulara girmişken Körlük ve Saramago’yu anımsamak kitabın kattığı güzel bir hediye. O yüzden onu anlatan ufak bir paylaşımı buradan yapayım Ünsal Ünlü aracılığı ile. Vaktiniz olursa dinleyin.
Kitap birçok polisiye öykü gibi akıcı. Tabi bunu yazarken beklentiniz Baş Komiser Nevzat ya da Osman Aysu akıcılığı olmasın. Çünkü her buluşmada filtre kahve içen karakterlerden, bir adrese ulaşmak için sürekli konum paylaşan bir kitaptan söz ediyoruz. Zaten kitabı okurken cinayeti kimin işleyeceğini az çok tahmin ediyorsunuz. Onu paylaşmıyorum.
Mahfi Eğilmez hakkında da birkaç söz etmekte fayda var. Bilindiği üzere Mahfi Bey bir ekonomist, müfettiş ve akademisyen. Kitabın ana karakteri Murat hakkında ne kadar çok ortak yönü var değil mi? Yazarın Murat karakterini oluştururken kendi hayatından esinlenmiş olması büyük bir olasılık. Kanımca kitabın verdiği belli başlı bir kaç mesaj var.
# Liyakat: Murat karakteri kitabın başkarakteri olup işini layığı ile yapmaya çalışan bu vasfa sahip bir memur.
# Rüşvet: Rüşvetin suç olduğunu anlatıyor yazar bize. Rüşvet verdiği ve aldığı bilinen siyasetçi, mafya lideri veya bir bakanın yeğenin şirketi kitap içinde vurgulanmış.
# Basın Özgürlüğü: Kitapta yukarıdaki satırlarda bahsetmediğim bir karakter daha var. Bir gazeteci olan Ali. Murat’ın raporu örtbas edilecek iken kamuoyunun haberdar olmasını sağlayan Gazeteci Ali olayın seyir akışını değiştiriyor.
İşte bu üç kavram yazarın topluma vermek istediği mesajı oluşturuyor. Zaten kitapta bu konuyu derinlemesine görüyorsunuz.
Son olarak kitaptan akılda kalan bir kaç alıntı paylaşalım.
“Kitaplığı süs gibi kullananlar genellikle kitapları boy sırasına göre dizer, oysa okuyanlar onları konularına göre ayırıp öyle yerleştirirler.”
“Açık bir gerçekten daha aldatıcı bir şey yoktur.”
“Güneş, ay ve gerçekler uzun süre saklanamaz.”
“Bir kez yalan söylemeye başlarsanız sonuna kadar yalan söylemek zorunda kalırsınız.”
Mali ve finansal işler ile ilgiliyseniz veya çalışıyorsanız bu kitabı daha çok seveceğinize eminim. Ben kitabı okurken denetçilik yaptığım yıllarda yakaladığım vergi kaçırma olaylarını sıklıkla hatırladım. Keyifli okumalar şimdiden!