MAKALE

‘Kaçırma’ Hissi Tadınızı Kaçırmasın

‘Kaçırma’ Hissi Tadınızı Kaçırmasın

Sosyal medyada her gün tanık olduğumuz renkli hayatlar sizde de sürekli bir şeyleri kaçırdığınız hissini uyandırıyorsa bu önerilerimize kulak verin.

Günde kaç kez sosyal medya hesaplarınıza göz atıyorsunuz? Göz attığınızda kaç defa, belki siz ofis masanızda karmaşık bir Excel dosyasıyla baş başayken, belki de TV karşısında öylece oturup kalmışken birilerinin harika vakit geçirdiğini görüp içinizde ufak da olsa bir huzursuzluk yaşıyorsunuz? Bu his ne zamandır beri sizinle bilmiyoruz ancak 2013 yılından beri bu hissin Oxford sözlüğüne bile geçmiş, resmi bir ismi var: FOMO.

FOMO, ‘Fear of Missing Out’, yani ‘Bir Şeyleri Kaçırma Korkusu’ demek. FOMO hakkında pek çok şey yazıldı çizildi, ancak bu negatif duygunun baskısı azalmadığı gibi, gücünü hayatımızda daha bile fazla hissetmeye başladık. Nasıl azalsın ki? FOMO kavramı ortaya çıktığı zaman Snapchat ya da Instagram Story gibi anlık paylaşımlar yoktu, bugün ise bunlar yüzünden başkalarının hayatlarına daha fazla tanık oluyoruz. Üstelik bir de hayatımıza, sosyal medyada gününü gün eden, en lüks otellerden, en kaliteli restoranlardan ve en popüler eğlence mekanlarından kareleri biz takipçileriyle paylaşan ‘influencer’lar ortaya çıktı!

Sanki hayat bizim dışımızda akıp gidiyor, bizim dışımızda herkes çok eğleniyor gibi… Elbette mantıklı düşünen herkes bunun böyle olmadığının farkına varabiliyor ancak kim olursak olalım bu hissin pençesinden tamamen kurtulmuş olmamız da (eğer akıllı telefonu hayatımızdan çıkaracak kadar radikal biri değilsek) olanaklı gibi görünmüyor. Bu huzursuzluk, gün geçtikçe birikiyor zaten hali hazırda stresli olan hayatımıza bir stres kaynağı daha ekliyor. Bir yere gittiğimizde biz de mutlaka fotoğraflar paylaşıyor, kendimizi ne kadar iyi vakit geçirdiğimizi herkese ilan etmek zorundaymış gibi hissediyoruz. Kısacası yaşadığımız o gerçekten keyifli andan uzaklaşıyoruz aslında.

FOMO’nun karşısında tamamen çaresiz miyiz peki? Neyse ki hayır! Geçtiğimiz yıl ortaya çıkan JOMO, FOMO’nun en büyük rakibi. JOMO’nun açılımı ise ‘Joy of Missing Out’ yani ‘Bir Şeyleri Kaçırmanın Verdiği Keyif’. İlk duyduğunuzda kulağa pek mantıklı gelmiyor değil mi? Bir şeyleri kaçırmak ne gibi bir keyif verebilir ki insana?

JOMO yalnızlıktan keyif alabilmek ve kendinizle baş başa kaldığınız zamanı bir kayıp olarak görmemektir.

JOMO ‘cool’ olanın peşine düşüp huzursuzluk çekmek değildir, ancak cool olmaktan vazgeçmek de değildir, sadece kendini başkalarıyla kıyaslamayı bırakmaktır.

JOMO hayır demekten çekinmemektir. Etrafınızdaki davetler, istekler ya da iş olanaklarının bolluğuna kapılıp hepsine yetişmek yerine, birine hayır dediğinizde, siz hazır olduğunuzda başka bir kapının açılacağına inanmaktır.

JOMO her neredeyseniz kelimenin tam anlamıyla orada olmaktır.

JOMO sosyal medyayı hayatınızdan çıkarmak değildir, onunla ilişkinizi değiştirmektir. Her boşluğu sosyal medyayla doldurmayı bırakmak ve eğer varsa her yaptığınızı belgeleme alışkanlığınızdan vazgeçmek demektir. Bunun en ideal yöntemi de gün içinde sosyal medyayla ilgileneceğiniz belirli zaman dilimlerine sahip olmaktır.

Ne dersiniz FOMO’ya JOMO ile karşı koymanın vakti gelmedi mi?

 


Önerilen yazılar