New York’a düşen bir meteorun Ay’ın fazlarını gösteren eşsiz bir saate dönüşme hikayesi…

1965 yılında bir balıkçı teknesi, tamamen şans eseri, New York’u çevreleyen suların derinliklerinden bir meteor çıkardı. Neredeyse 3 kilogram ağırlığındaki bu meteor uzun yıllar boyunca gözlerden uzak kaldı ancak 2008’de, kendini ‘meteor avcısı’ olarak tanıtan Luc Labenne tarafından satın alındı; ardından Labenne meteoru Hermes’e sattı.

Kainatın bilinmeyen derinliklerinde başlayan ve okyanusun derinliklerinde devam eden bu hikaye Hermes’in sınırlı sayıda ürettiği çok özel bir saatin kadranında sürüyor.

Daha önce de farklı meteorları kullanarak çok özel saatler tasarlayan Hermes, Arceau L’Heure De La Lune’de de kainatın sonsuzluğunu bileklere taşıyor. Ay fazı prensibiyle çalışan saatin kadranında, biri Kuzey diğeri Güney yarımküreden olmak üzere, Ay’ın dünyadan görünüşü izlenebiliyor. Güney yarımküreyi temsil eden Ay motifinin üzerinde markanın daha önce de iş birliği yaptığı sanatçı Dimitri Rybaltchenko’nun imzasını taşıyan bir kanatlı at deseni yer alıyor. Kuzey yarımküreden görünen Ay motifi ise, görmeye alıştığımız kayalık ve sarp yüzeyi yansıtacak şekilde tasarlanmış. Kadranda ayrıca biri saati ve biri tarihi gösteren ve iki hareketli gösterge bulunuyor. Arceau L’Heure De La Lune’ün kadranı ise meteorun demir-nikel yapısından ötürü meydana gelen çapraz hatlı doğal ve eşsiz bir desene sahip.

43 mm’lik platin kasaya ve otomatik kurulan Hermès Manufacture H1837 mekanizmaya sahip olan bu model sadece 16 adetle sınırlı olmak üzere, yalnızca ABD’de satılmak üzere üretildi.