Kuklalar Podyumda!

Moschino’nun defilesinde modeller değil kuklalar podyuma çıktı.

Pandemi öncesi, bir gün kuklaların podyumda modellerin yerini alacağını söyleseler herhalde buna sadece güler geçerdik. Ancak 2020’nin aniden hayatımıza kattığı salgın, karantina ve sosyal mesafe gibi gerçekler artık moda şovlarının da eskisi gibi olmamasına yol açtı. Moda haftaları ağırlıklı olarak seyircisiz ya da dijital defilelerle düzenlenmeye devam ederken bazı modacılar yaratıcılık seviyesini birkaç adım ileri götürüp öne çıkmayı başarıyor.

Moschino’nun tasarımcısı Jeremy Scott da geçen hafta modeller yerine kuklalarla düzenlediği İlkbahar 2021 defilesiyle modayla ilgilenen ya da ilgilenmeyen herkesin dikkatini çekmeyi başardı. Favori modellerinin kusursuz minyatür kopyaları minik podyumda gerçeklerini aratmayacak zariflikte yürürken defilenin ön sırasında da Anne Wintour gibi tanıdık simaların kuklalarını görmek de gülümseten detaylar oldu.

Kuklaların bu kadar başarılı olmasının ardındaki sır onların Muppet Show’un yaratıcısı Jim Henson’s Creature Shop ile birlikte tasarlanmış olması. ‘No Strings Attached’ adlı koleksiyon ise bir hazır giyim koleksiyonu olmasına rağmen haute couture tasarımlarını aratmayacak kadar şık ve feminen kıyafetler içeriyor.

Scott kuklalı defilesi için ilhamını 2. Dünya Savaşı sonrası zorlu bir döneme giren Fransız moda sektörünün, giysilerin minyatür boyutlarda dikildiği Théâtre de la Mode adlı çözümü üretmesinden almış. Buna çok benzer bir ilhamla hazırlanan koleksiyonu geçtiğimiz haftalarda Dior’un couture koleksiyonunda da görmüştük. Ancak Scott işi bir adım daha ileri götürüp kuklaları gerçekten podyuma çıkararak gerçek bir defile hissini de vermiş oldu.

Scott ilkbahar koleksiyonunu planlarken, karantina günlerinden haftalar öncesinde bunun couture dokunuşlu bir koleksiyon olmasına karar vermiş olduğunu söylüyor. Karantina dönemi gelip çattığında ise modacı ileriyi görüp belki de defilelerin hiç gerçekleşemeyeceğini tahmin etmiş ve bu konsepti bulmuş.

40 farklı look içeren koleksiyondaki tüm parçalar önce gerçek boyutlarda dikilmiş, ardından detayları kaybolmadan, mükemmel bir biçimde küçültülmüş. Yaklaşık 75 santimetre boyundaki kuklaların taşıdığı giysilerin birçoğu, sanki deneyimlediğimiz alt üst olmuş dünyayı simgelercesine ters yüz edilmişe benziyordu. Pantolon ve elbiselerin cepleri belirgin bir biçimde göze çarparken gizlenme gereği duyulmamış korse iskeletleri, fermuarlar ve ters dikilmiş etek uçları da koleksiyonun detayları arasındaydı. Etek boylarından daha aşağıya sarkan ya da elbiselere sonradan eklenmiş gibi duran kabarık tüllerle ise alışılmadık silüetler yaratılmıştı. Tüm bu karmaşayı dengeleyen ise soft bir renk paleti oldu.

Jeremy Scott bu defilesiyle, dünyada pandemi başta olmak üzere birçok stres verici olay yaşanırken insanlara “birkaç dakikalığına da olsa hayallere dalma ve minik moda dünyasının tadını çıkarma” fırsatını vermeyi amaçladığını söylüyor.


Önerilen yazılar