MAKALE

Makine Hatıraları Keşfedilmeyi Bekliyor

Makine Hatıraları Keşfedilmeyi Bekliyor

Refik Anadol en yeni sergisinde makinelerin hafızalarını yepyeni bir evren içerisinde sunuyor.

Refik Anadol Stüdyo’nun daha önce sergilenmemiş ve şimdiye kadar gerçekleştirdiği en kapsamlı kişisel sergisi olan ‘Makine Hatıraları: Uzay’, nihayet İstanbullu sanatseverlerle buluştu. 18 Mart’ta galası yapılan sergi İstanbul’da görkemli bir etki yarattı.

Sergi 19 Mart – 25 Nisan 2021 tarihleri arasında Pazar hariç her gün 10:00-18:00 saatleri arasında PİLEVNELİ Dolapdere’de ücretsiz olarak izlenebilecek. Sergiye geçmeden önce gelin Refik Anadol’u kısaca tanıyalım…

Refik Anadol, 7 Kasım 1985 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde tamamladı. Sonrasında ise Los Angeles, Kaliforniya Üniversitesi (UCLA) Medya Sanatları Tasarımı Bölümü’nde yüksek lisans eğitimini bitirdi. Refik Anadol şuan halen UCLA’in aynı bölümünde öğretim görevlisi ve misafir araştırmacı olarak görevini sürdürüyor.

Anadol’un ilk dönem eserleri kamusal alanda sergilenen ve mimari verilerle oluşturulmuş heykellerden oluşuyordu. Zaman içerisinde bu heykellerine yapay zeka programlarını eklemeyi tercih etti. Ortaya görsel gücü oldukça yüksek dev dijital – mimari projeler çıktı. Son dönem işlerinde ise ‘Hafıza’ temasını sanat çalışmalarına motto olarak belirledi. Makinelerin veri algılaması, hafızası ve düşünme biçimlerini ana tema olarak çalışmalarına konumlandırdı. Son dönem eserlerinde görsel, işitsel, sismik, coğrafi, meteorolojik her türlü veriyi Nasa ve Google işbirlikleri ile toplayıp eserlerine empoze etmeyi sürdürüyor.

Şimdiyse gelelim “Makine Hatıraları: Uzay” sergisine! Sergi, astronomik araştırmaların insanlık tarihindeki yerini gözler önüne sunmakla kalmayıp uzay kavramına ışık tutan yenilikçi bir bakış açısı da getiriyor. Tüm bunları ise dijital sanat ve mimari merceğinden süzüp seyircisine iletiyor. Anadol şimdiye kadar gerçekleştirdiği görselliği en yüksek sergisi ile sanatseverleri ilk haftadan mest etmeyi başardı bile. Sergi öyle bir görsel dünya yaratmış ki bunu anlamanın tek yolu sade ve sadece Pilevneli Galeri’de bulunmak.

‘Makine Hatıraları: Uzay’, evrende keşfedilmeyi bekleyen bilimsel notaları ve makinelerin hafızalarını estetik ve görsel devinimi yüksek bir teknik ile yepyeni bir evren içerisinde bizlere sunuyor.

Ünlü astrofizikçi Carl Sagan, 1980’lerde yaptığı Cosmos adlı ikonik televizyon programının bir bölümünde, “Hayal gücü bizi genellikle hiç var olmamış dünyalara taşır. Ama o olmadan hiçbir yere gidemeyiz” der. Anadol da bu önermeden hareketle 41 sene sonra inanılması güç görkemde dijital bir platform sunuyor. Bu platformda şiirler, metaforlar ve uçsuz bucaksız bir veri evreni hayal edilip sergi alanına sığdırılmaya çalışılıyor.

Sergi, ‘Hatıralar’ ve ‘Düşler’ adlı ve birbiriyle ilişkili iki bölümden meydana geliyor.

İlk bölüm olan ‘Hatıralar’da Refik Anadol’un en büyük yardımcısı yapay zeka kavramı oluyor. Bu bölümde hem görsel veriler hem de onları pigmente eden bir teknik ile dinamik bir veri tablosu oluşturuluyor. Çeşitli gök cisimlerini teşhis eden ISS, Hubble, MRO Uzay Teleskopları aracılığıyla en büyük uzay temalı veri kümesi yakalanıyor. Bu veri kümesi ayrı ayrı 2 milyon görüntünün birleşimi ile elde edilmiş. Astronomide şimdiye kadar kullanılan en büyük teleskopların hatıraları olarak ifade edilen ‘Hatıralar’ bölümü her seyirciyi evrendeki yeri ile ilgili kendi muhasebe seansına davet ediyor. Evren bu bölümde tahayyül edilemez olarak vurgulanmış. Soyut tüm bu imgeler belki de alternatif bir yaşamın veri tabanları.

İkinci bölüm olan ‘Düşler’ ise üç boyutlu heykellerden ve 15 dakikalık bir yapay zeka sinemasından oluşuyor. 3D baskı teknikleri ile oluşturulan bu heykellerde Hubble, ISS ve Mars teleskoplarının görsel hatıraları kullanılıyor. Bu bölümde kolektif bir bilinç dışına çıkmak isteyen Anadol, bu ikinci bölümü serginin temeli olarak işaret ediyor. ‘Düşler’ bölümünün sinematik kısmı olan ‘Makine Hatıraları v.2’de izleyiciyi 15 dakika boyunca bir makinenin zihnine adım atmaya davet eden sürükleyici bir yapay zeka hikayesi bulunuyor.

Sergiye dair benim anekdotlarım bunlar. Şimdi herkesi Pilevneli Galeri’ye bu eşsiz sanat olayını ziyaret davet ediyorum. Sınırlı bir tarih aralığı içerisinde gerçekleşecek bu görkemli etkinliği umarım kaçırmazsınız.

Not: Sergiye dair sosyal medya bültenlerinin tamamını @pilevneligallery ve @refikanadol Instagram hesaplarından da takip edebilirsiniz.

Sanatla dolu geçen güzel ve verimli zamanlar dilerim, haftaya görüşürüz!

Yazar: Doğuş Bengi

IG: @dogusbengi


Önerilen yazılar