Dünyanın en ünlü müzesi Louvre’un kendisi kadar ünlü cam piramidi, dev bir sokak sanatı eserinin baş rolüne yerleşti.
Bundan otuz yıl önce, 1989’da hem Paris’in hem de dünyanın en fazla ziyaret edilen müzesi Louvre’un avlusuna cam ve çelikten bir piramit yerleştirildi. Çinli mimar Ieoh Ming Pei’nin imzasını taşıyan bu piramit başta, müzenin tarihi atmosferine modern bir kontrast oluşturduğu için bazıları tarafından eleştirilse de, günümüzde müzenin en ünlü eserlerinden biri olduğunu söylemek kesinlikle yanlış olmaz.
Louvre adeta labirent gibi koridorlara sahip çok büyük bir müze olduğundan, binaya erişim kolaylığı sağlamak için bir ana giriş kapısı görevini görmek üzere inşa edilen bu piramidin otuzuncu yılı çok ilginç bir sokak sanatı enstalasyonuyla kutlandı.
Fransız sanatçı Jeane Rene, piramidin etrafını çevreleyen 17 bin metrekarelik dev bir optik ilüzyon yaratarak, piramidi beyaz kayaların oluşturduğu bir çukurun içinden yükseliyormuş gibi gösterdi. Bu eser 400 gönüllünün yardımıyla beş günde yerleştirildi ve ‘Büyük Piramidin Sırrı’ adlı bu eseri yaratmak için tam 2 bin kağıt ‘etiket’ kullanıldı. Aynı zamanda sanatçının bugüne dek yarattığı en büyük eser olma ünvanını da taşıyan bu ilginç enstalasyon 26 Mart’ta tamamlandı.
Eğer Louvre piramidinin görünmeyen yüzüne tanık olmayı düşünüyorsanız size kötü bir haberimiz var. Eser 26 Mart’ta tamamlandı; ardından müze açıldığında onu meydana getiren narin kağıtlar ziyaretçilerin adımlarının altında parçalanarak kendiliğinden yok oldu.
Ancak bu zaten Jeane Rene’nin planladığı bir ‘finaldi’. “Görüntüler de hayatın kendisi gibi gelip geçicidir, bir sanat eseri, tarihe karışsa bile yaşamayı sürdürür,” diyen Rene, ‘Büyük Piramidin Sırrı’nın yaratım sürecindeki temel felsefenin önce gönüllülerin, ardından ziyaretçilerin katılımı olduğunu belirtti.
Bu Jeane Rene’nin Louvre için yaptığı ilk çalışma değil, sanatçı 2016 yılında yine bir görsel illüzyon eseri yaratarak bu kez de sihirli dokunuşuyla piramiti ‘kaybetmişti’.