Iris Van Herpen’in üç boyutlu heykelimsi formlarla ve degrade renklerle donattığı haute couture tasarımları Paris podyumlarının unutulmazları arasına girdi.
Paris Haute Couture haftasını ardımızda bıraksak da bazı defilelerin görüntüleri hafızalardan silinecek gibi değil. Hollandalı modacı Iris Van Herpen’in tasarımları da bunlardan biri. Herpen, ilhamını botanik, sanat ve astronomi gibi hem tarihi hem fütüristik alanlardan alıp bunu Shift Souls adını verdiği koleksiyonunda kusursuzca birleştirdi.
Moda şovu kobalt mavisi, omuz dekolteli bir elbiseyle açıldı. Elbisenin en dramatik özelliği ise Helenistik melek heykellerini andıran kanat formlarıydı. Vücudu üç boyutlu bir ağ gibi saran uzun kollu elbise ise renk yelpazesindeki canlı turuncu tonlar sayesinde adeta alevlerin dansını sergiledi.
Defiledeki tasarımlarda en çok öne çıkan ortak özellik, dalgalı halkalardan oluşan çizgi katmanlar ile degrade renklerin birlikte kullanıldığı, göz okşayan ancak aynı zamanda üç boyut hissi vererek göz aldatan şekiller oldu. Bu haritamsı çizgiler tasarımları baştan aşağı kapladığı gibi, defilenin finalinde podyuma çıkan iki elbiseye çiçek yapraklarını andıran üç boyutlu bir form vermek için de kullanıldı.
Herpen’in defilesinde sergilenen bir başka ilginç tasarım ise New York’lu sanatçı, eski NASA mühendisi, Kim Keever’la işbirliği içinde yaratılan mavi tonlardaki, buluta benzer, transparan organzeden dikilen elbise oldu. Aslına bakarsanız Keever’ın suyun içine rengarenk boyalar damlatarak yarattığı eserleri koleksiyonun degrade görünümlerinin tümüne ilham vermiş demek de yanlış olmaz.
Genellikle kırmızı halıda bile sadece çok cesur isimlerin taşıyabileceği elbiselere imza atan Herpen, bu yılki koleksiyonunda ilginçlikten asla ödün vermese de, daha kadınsı, daha yumuşak ve çekici silüetler tasarlamış.
Kanatlı formlar, organik çizgiler, soft renk geçişleriyle, her biri ilham aldığı sanat eserlerinden birine dönüşen bu tasarımlar, 2020’de Paris’te açacağı sergi üzerine çalışan modacının haute couture dünyasına bıraktığı dokunuş olarak uzun zaman daha konuşulacağa benziyor.