MAKALE

Sanatın Zirvesindeki Heykeller

Sanatın Zirvesindeki Heykeller

İnsanların taşı şekillendirerek ona eşsiz bir form ve değer kazandırdığı antik, klasik ve modern başyapıtlar…

İnsanlar, bilinen ilk ayak izlerinden bugüne hayatı heykellerle betimledi. Kimi zaman Göbeklitepe’de taşları oyarak hayvanları resmetti, kimi zaman Olimpos’ta ve Nemrut’ta taşı tıraşlayarak inandığı tanrıyı onurlandırdı. Ancak heykellerin hepsinde bakabilenlerin gördüğü bir gerçek vardı: sanat. Sanat olduğunda, taş değerli oldu; duygularını bakana geçirebildiğinde, ustanın adı sanatçı oldu.

İşte hem ülkemizden hem de dünyadan, antik, klasik ve modern heykel sanatı eserleri…

Vatikan Müzeleri

Vatikan Müzeleri koleksiyonundaki heykellerin en ince detaylarında bile estetik öğeler var. Sanatın neden değerli olduğunu ve korunduğunu koleksiyonu keşfetme şansına sahip olanlar çok iyi anlayacak.

Floransa

İkinci örnek de en ünlü eserlerden birinden olsun. Floransa’nın dünyanın en güzel şehirlerinden biri olmasını sağlayan şey sanat. Sahip olduğu en önemli değer Michelangelo, Rönesans heykel sanatının başyapıtı ise Davut (David) heykeli. 5 metre uzunluğundaki heykel, 1504 yılında 3 yıllık süren çalışma sonucu tamamlanmış. Heykeli Akademi Galerisi’nde görebilirsiniz. Ayrıca şehrin iki farklı yerinde de birer de replikası bulunuyor.

Afrodisias Müzesi

Şimdi de Türkiye’den örneklerle deval edelim. Fotoğraf sanatçısı Ara Güler’in 1958 yılında yolunu kaybettiği Aydın, Karacasu Geyre Köyü’nde ertesi günü beklemeye başlaması ile keşfedilen bir antik kent Afrodisias. Keşfinden 59 sene sonra UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kabul edilen antik kentin önemli bir özelliği vardı. Şehrin içinde bir heykel okulu bulunuyordu. Kentin tarihi M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanıyor. Afrodisias Müzesi’nde sergilenen heykeller sanki taşa büyü yapılmış kadar detaylı.

Hatay Arkeoloji Müzesi

2. Suppiluliuma. Bu heykelin fotoğrafını birçok defa görmüşsünüzdür. Tarihteki ilk deniz savaşını kazanan Kral olarak bilinen Hitit kralının heykeli, Hatay Tayinat Höyüğü’nün kale kapısı alanında bulundu. M.Ö. 9. yüzyıla tarihlenen heykel, kale girişlerine dikilmiş ve böylece kralın tanrı tarafından görevlendirilmiş bir koruyucu olduğunu simgelemiş. 3 bin yaşına gelmiş Suppiluliuma, öncelikle Hatay ve ülkemiz için müthiş bir değer ve simge olacak bir yapıt. Daha çok tanıtıma ihtiyacı olduğu aşikar. Böyle bir şeyin benzeri sanırım yok.

Tankut Öktem Heykelleri

Geçmişten yakın dönemimize dönelim ve son yılların önemli anıtsal heykelleri ile tanınan Prof. Dr. Tankut Öktem’den bahsedelim. Öktem, 1940 yılında Konya’da doğdu. Lise son sınıfta Dünya Genç Heykeltraşlar Yarışması’nda birincilik ödülü aldı. İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda asistanlık ve öğretim üyeliği yaptı. Marmara Üniversitesi heykel bölümünü kurdu ve ilk başkanı oldu. 1999 yılında devlet sanatçısı seçildi.

Ülkemizin birçok yerinde eserleri bulunan sanatçının hayatından, eserlerinden çok şey öğrenilmesi gerektiği çok açık. En önemli eseri ise Atatürk ve Harbiye Anıtı. Ankara’da Harp Okulu önünde bulunan ve 1988 yılında tamamlanan anıt, 6 metre genişliğinde, 24 metre yüksekliğinde. Dünyanın 5. büyük anıtı olup, Times dergisine kapak bile olmuş bir eser bu.

Sanatçının Manisa’da yaptığı Kuva-i Milliye anıtı da, Türkiye’nin en büyük, dünyanın 3. büyük anıtı olarak biliniyor (İlk iki sıradaki heykeller Amerika’daki Özgürlük Heykeli ve Rio’daki İsa Heykeli). 63 metre yüksekliğindeki yapıda, ellerinde zeytin dalı tutan biri zeybek kıyafetli, diğeri çağdaş Türk kadınını temsil eden iki genç bulunuyor.

Sanatçı maalesef 2007 yılında geçirdiği bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Sanatçının Kumla, Bursa’daki atölyesi müzeye dönüştürüldü ve bulunduğu sokağa adı verildi. Atölyesinin bulunduğu sokakta sıralanmış heykellerini görebilirsiniz. Yolunuzu düşürmenizi tavsiye ederim. Ziyaretiniz sonrası da sahilde kısa bir tur atabilirsiniz.

Yazar: Cengiz Selçuk

www.cengizselcuk.com


Önerilen yazılar