MAKALE

Türk Kahvesinin Geçmişten Günümüze Yolculuğu...

Türk Kahvesinin Geçmişten Günümüze Yolculuğu

Kahve keyfinin en ‘bizden’ olanı, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesine de giren Türk kahvesinin köklü tarihi Nurcan Karaçam’ın bu ayki yazısında.

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır bu topraklarda. Sohbetlerin, dostluğun, kimi zaman saygının kimi zaman misafirperverliğin simgesidir kahve. Türk kahvesinin Türk-Osmanlı kültürüne girişi ise 1500 lü yıllara dayanır.

Sultan Süleyman ın Yemen Valisi Özdemir Paşa, Yemen’den saraya getirir kahveyi. Saray mutfağında yeni bir usulle pişirmeye başlanan kahve, Türk kahvesi adını alır. Güğüm ve cezvelerde pişirilen kahve lokum, su veya şerbet gibi lezzetlerle birlikte sunulur.

Halkın kahve ile tanışması ise ilk olarak Tahtakale’de açılan ve ardından hızla tüm şehre yayılan kahvehaneler sayesinde olur. Bu kahvehanelerde günün her saati kitap ve güncel yazıları okunur, satranç ve tavlanın oynanır, şiir ve edebiyat sohbetleri yapılır. Kahve kültürü böylece dönemin sosyal hayatına damgasını vurmuş olur. Osmanlı elçileri sayesinde ise Türk kahvesinin lezzeti ve ünü önce Avrupa’yı, daha sonra tüm dünyayı sarar.

Türk kahvesi geleneği artık kırk yıl değil sonsuz oldu. Bu köklü gelenek UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası listesine de kabul edildi.

Günümüzde de kahve birçok çeşidiyle gündelik hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Yataktan kalkar kalkmaz kahve içmeden uyanamıyoruz. Kahvemiz ofiste, toplantıda, arkadaş sohbetlerinde hatta yolda bile bizimle. Ne de olsa birçok ritüele de eşlik ediyor kahve. Kız isteme merasimlerinin olmazsa olmazı, kimi zaman iki arkadaşın sohbetin sırdaşı… Çay samimiyet, kahve resmiyettir. En önemisi de hepimizin bildiği gibi kahve bahane, önemli olan bir arada olmaktır.

Yazar: Nurcan Karaçam


Önerilen yazılar