Rönesans ruhuyla Çin İmparatorluğu’nun ihtişamını bir araya getiren rüya gibi bir couture koleksiyonu…

Renkler, semboller ve süslemelerin tasarımlarda birbirine karıştığı, yepyeni görkemli haute couture koleksiyonu, Valentino’nun ince detaylardaki ustalığını gözler önüne serdi. Markanın kreatif direktörü Pierpaolo Piccioli, Pekin’de sergilenen bu koleksiyon için ilhamını erken dönem İtalyan Rönesansı ressamlarından ve bir zamanlar defilenin gerçekleştiği sarayda hüküm sürmüş Çin imparator ve imparatoriçelerinin portelerinden almış. Valentino Daydream koleksiyonu, biri Doğu, diğeri Batı’dan bu iki eski kültürün görkemini beklenmedik bir estetik kullanarak buluşturuyor.

Pekin’in incisi Yazlık Saray’ın bahçesindeki tarihi bir binada yer alan Aman Hotel’in eşsiz atmosfere sahip salonunda düzenlenen defilede sergilenen tasarımlar şaşırtıcı detaylarla dolu. Örneğin baştan aşağı pembe fiyonklarla süslü elbiseyi dikmek için 350 metre kumaş kullanılmış. Çarpıcı bir kırmızı tona sahip fırfırlı bir elbiseyi tamamlamak ise toplamda 650 metre kumaş ve 1.300 saatlik bir emek gerektirmiş. Podyumu gümüş ışıltısıyla dolduran bir başka tasarım ise 32 binden fazla gümüş renkli payetle süslenmiş.

Piccioli koleksiyon için “Gerçek bir İtalyan haute couture koleksiyonu, çünkü kimliğinizi korumanız çok önemlidir, özellikle de onu bir başka kültüre götürüyorsanız,” dese de, Çin esintilerinin gerek silüetlerde gerek renk seçimlerinde göze çarptığı da yadsınamaz bir gerçek. Elbette Valentino’ya özgü puantiyeli tüller, dev gül baskıları ve fiyonk tutkusu da koleksiyonda kendine yer buluyor.

45 başyapıttan oluşan koleksiyonun finalini ise, kapüşonu da dahil olmak üzere, tamamı parlak boncuk ve payetlerle yaratılan hareketli çiçeklerle kaplanmış gelinlik yaptı ve tasarımlardan yayılan rüya hissini pekiştirdi.