Yaşasın 30 lar!

Üzerimize binen sorumluluklar ve yükler hayatı kaçırdığımızı düşündürse de zaman zaman, tüm gelgitlere rağmen kendimizi bulduğumuz, farkındalığın yaşları 30’lar…

30 yaşına bastığım ilk günü dün gibi hatırlıyorum. Sanki gençliğin en güzel dönemlerine elveda ediyorum, bundan sonra beni sıkıcı, monoton bir dönem bekliyor gibi düşünmüştüm. Oysa hiç de öyle olmadı. 30’lu yaşları bir bir devirip, 40’a merdiven dayadığım şu günlerde geriye dönüp baktığımda, aslında hayatın en güzel yılları olduğunu fark ediyorum 30 küsurlu yaşların.

Tabii ki 20’lerin de kendine göre bi güzelliği vardı. Binbir türlü hayalin ve özgürlüğün getirdiği gençlik umursamazlığının, odak noktanın pek çok zaman sadece eğlenmek olduğu, 3 saatlik uykularla geçen günlerin tadı her zaman ayrı… Onları da uzaktan özlüyorum arada. Ancak itiraf etmek gerekirse, ne o günlere dönecek enerjim ne de isteğim var…

Biraz da değiştim tabii. Yaş almanın yaşlanmak değil de hayatı dolu dolu yaşamayı öğrenmek anlamına geldiğini fark ettim. Keyifli bir sohbetin rakı sofralarına ya da şarap kadehlerine eşlik ettiği akşamlar, artık daha anlamlı benim için. Çünkü başkalarından çok kendimi, dolayısıyla da diğerlerinin hakkımda ne düşüneceğinden çok, kendi isteklerimi ve düşüncelerimi umursuyorum. Tabii en önemlisi de zamanın kıymetini anladım. Gereksiz şeylere üzülmek ve hayatıma hiçbir şey katmayan insanlara vakit harcamak için hayatın çok kısa olduğunu öğrendim. Buna bilgelik demeyelim de, insanları ve yaşananları daha iyi anlamanın ve yorumlamanın getirdiği bir ruh hali daha çok…

kosecerenoztuna_01

Tabii ki hala birçok sorunun cevabını bilmiyorum ve hatalar yapıyorum ama artık hata yapmanın da hayatta bazı adımları atabilmek için gerekli olduğunu görüyorum. Belki çok klişe geliyor kulağa söylediklerim, belki de henüz doldurduğum 37 yaşına alışma çabaları… 🙂 Ama gerçekten de bazen 20’li yaşların bizi daha iyi hallerimize taşıdığını düşünüyorum. Belki hayalini kurduğumuz pek çok şeyi gerçekleştiremedik, belki çoğu zaman ne istediğimizi hala bilmiyoruz, ama en azından ne istemediğimizi, nelerden tat almadığımızı da biliyoruz.

Aslında hala genciz ama aklımız başımızda… Eskisi gibi zıpır fikirler gelse de aklımıza arada sırada, ayaklarımız artık yere daha bir sağlam basıyor sanki…Üzerimize binen sorumluluklar ve yükler hayatı kaçırdığımızı düşündürse de zaman zaman, tüm gelgitlere rağmen kendimizi bulduğumuz, farkındalığın yaşları 30’lar. O zaman darısı 40’ların başına…

kosecerenoztuna_02

Yazı: Ceren Öztuna