Dün Akşam Nerede Yemek Yediğimi Kimseye Söyleme…
Şimdi gözlerinizi kapatın ve ne yiyeceğinizi, kiminle aynı masaya oturacağınızı ve hatta bazen son ana kadar adresi bile bilmediğiniz bir akşam yemeğine davetli olduğunuzu hayal edin…
Doğu Ekspresi, düdüğünü uzun uzun öttürerek gara yanaştı. Biletçi, şık giyimli yolcuların biletlerini birer birer kontrol ederek onları lüks vagona uğurladı. Hayır, bunlar 1800’lü yılları anlatan bir hikayenin ilk cümleleri değil, geçtiğimiz ay Türkiye’de ilk kez gerçekleşen Secret Dining’in En Route isimli, tematik akşam yemeğine konuk olanların yaşadıklarının bir kısmı sadece…

En Route İstanbul
Günlük hayatımızın sıradanlığını biraz olsun renklendirecek her türlü öneriye açığız. Haliyle dışarıda yemek yeme alışkanlıklarımız da yavaş yavaş değişiyor. Genellikle yemeğe çıkmadan önce, elimizin altındaki sonsuz bilgi kaynağı internette araştırma yapıyor, gidenlerin yorumlarını okuyor, mekanın fotoğraflarını inceliyoruz. Böylece neyle karşılaşacağımızla ilgili yürüttüğümüz tahminler çoğunlukla yerinde oluyor. Yemek sırasında göz zevkimizi okşayan bir sunumla karşılaşırsak, akıllı telefonumuzla fotoğrafını çekip hemen sosyal medya hesaplarımızda paylaşıyor, yemek sonrasında ise yine internete geri dönüp yemek deneyimimizi bir gurme edasıyla yorumlayarak, gelecek müşterileri bilgilendiriyoruz.
Şimdi bu alışıldık senaryoyu ters yüz edelim: Ne yiyeceğinizi, kiminle aynı masaya oturacağınızı ve hatta bazen son ana kadar adresi bile bilmediğiniz bir akşam yemeğine davetli olduğunuzu hayal edin. Kulağa hem korkutucu hem de tuhaf bir şekilde cazip gelmiyor mu? Sıradanlıktan sıyrılıp, birkaç saatlik küçük bir maceraya atılmak birçok insanı heyecanlandırıyor olmalı; çünkü bu yeni nesil yemek deneyimi giderek yaygınlaşıyor!
Amerika’da ‘supperclub’, İngiltere’de ise ‘underground restaurants’ olarak adlandırılan bu restoranların çoğu (hatta bazılarının kağıt üzerinde bir restoran bile olmadığını belirtelim), ünlerini reklama değil, kulaktan kulağa yayılmaya borçlu. Genellikle içeride fotoğraf çekmenin yasak olduğu, bazılarına rezervasyonla değil referansla, bilet alarak değil parolayı söyleyerek girebildiğiniz bir deneyim. Bazen birinin evine, bazen size o gün söylenecek sürpriz bir mekana konuk oluyorsunuz. Bazı yemek kulüpleriyse, sundukları lezzetlerin yanı sıra Secret Dining’de olduğu gibi, misafirlerini bambaşka diyarlara götüren dekorasyonları ve teatral gösterileriyle yemeği birkaç adım daha öteye taşıyor… Supperclub’larda, bir daha aynı menüye ve aynı misafirlere denk gelmek imkansıza yakın, bu da hayatta sadece bir kere yaşayabileceğiniz bir deneyim olduğu için daha da değerli.
Bu konsepti Türkiye’ye getiren Dilara Ekşioğlu ve Duygu D. Öztürk’ün projesi olan Secret Dining, ilk konuklarını geçtiğimiz ay, 10 Karaköy A Morgans s Original Otel de ağırladı. ‘En Route’ isimli bu özel gecede, konuklar 19. yüzyılın meşhur Orient Express’inde yolculuk yapmak gibi eşsiz bir deneyimi yaşadı. Bu yemek aynı zamanda, tren yolcularını o döneme götürecek olaylar ve karakterlerle dolu bir performans gösterisiydi. Biletlerine internet üzerinden ulaşabileceğiniz Secret Dining, her ay farklı konseptlerle konuklarını ağırlamaya devam edecek.

Gingerline – Londra
Dünyadaki Supperclub’larda Neler Oluyor?
Gingerline – Londra
Gingerline ekibi, cesur konuklarını Londra’nın gizli mekanlarına davet ediyor. Doğu Londra’nın kalbinde olduğuna bakmayın, daha önce gerçekleştirilen yemeklerin temalarından birkaçı şöyle: Kuklacının Atölyesi, Yağmur Ormanları, Gotik Noel ve Denizler Altında 20 Bin Fersah… Performanslar ile temaya uygun lezzetlerin bir araya geldiği bu yemekli gösterilere web sitesi üzerinden rezervasyon yapılıyor.
- Gingerline
- Gingerline
- Gingerline
- Gingerline
Hush Supperclub – Washington
Hush, yaratıcısının restoranları orjinallikten uzak ve sıkıcı bulması, ev mutfaklarının samimiyetini tercih etmesi sayesinde ortaya çıkmış. Annesinden aldığı öğretiyle Jainizm felsefesinin geleneklerini uyguladığı vejetaryen Hint yemekleri pişiriyor. 12 kişilik sofrasında, konuklarına yemeklerin kökenini, kullandığı baharatları anlatıyor ve Jainist’lerin eşsiz beslenme alışkanlıklarından bahsediyor. Kendi deyişiyle, “Bir yabancı olarak gelip, aileden biri olarak ayrılıyorsunuz”. Rezervasyon için web sitesindeki formu doldurmak ve bağışta bulunmak gerekiyor.

Hush Supperclub – Washington
The Dining Room – Viyana
Viyana’nın biraz dışında, yemyeşil ormanların eteğinde bulunan Dining Room, samimi bir atmosferde, sevgiyle hazırlanmış, leziz yemeklerin tadına bakmak isteyenler için ideal. Güzel havalarda bahçeye kurulan ve mumlarla aydınlatılan sofralar, Akdeniz esintilerini Orta Avrupa’ya taşıyor. Malzemelerin özenle seçildiği, ekmeklerin evde pişirildiği, şarapların küçük bir şarap fabrikasından geldiği yemekler haftada iki kez düzenleniyor. 16 kişiye kadar ağırlayan Dining Room’un rezervasyonları genellikle sekiz hafta önceden doluyor.

The Dining Room – Viyana
Ma Hidden Kitchen Supper Club – Milan
Milan’ın kalbinde, ev yapımı, gerçek İtalyan lezzetlerini sunan çifte, yemeğe duydukları aşkı yalnızca yakın arkadaşlarıyla paylaşmak yeterli gelmediğinden, misafirlerini ağırlamak için adresini gizli tuttukları bu özel kulübü açmışlar. Bir arkadaş ortamına gider gibi, kendi içkinizi alarak gittiğiniz, masadaki diğer misafirlerle sosyalleştiğiniz ve yemeği çok beğenirseniz ikinci bir tabak daha isteyebileceğiniz sıcaklıkta bir ortam burası. Davetli olmak için web sitesinden üyelik başvurusu yapmanız gerekiyor.

Ma Hidden Kitchen Supper Club – Milan
Basement Galley – Londra
İşte gerçek bir ‘yeraltı’ restoran deneyimi. İlk yemek kulübü misafirlerini evlerinde ağırlayan Alex ve Tom, sonrasında bu davetleri yeraltına taşıyarak, sofralarını 1967’den kalma gerçek bir metro vagonuna kurmaya başlamış. Amaçları, konuklarının hem leziz yemeklerle buluşmalarını hem de gece boyunca sosyalleşerek eğlenceli bir deneyim yaşamalarını sağlamak. Bir metro vagonunda yemek yemeye sıcak bakıyorsanız, rezervasyonlar web sitesinden yapılıyor.

Basement Galley – Londra
Plate & Pitchfork – Portland
Fikrin çıkış noktası, bahçelerinde yetişen kusursuz sebze ve meyveleri kutlayacak bir ziyafet sofrası kurmak olmuş. Misafir olduğunuz çiftlik ile tabağınıza konan yemek arasındaki sıkı ilişkiyi kavramanız için çabalıyorlar. Bu nedenle yemek öncesi bir çiftlik turu yapıyor, sonra yemyeşil bahçede hazırlanan kır ziyafetine oturuyorsunuz. Dalından yiyecekler ve kaliteli şaraplar eşliğinde biraz sohbet etmek, biraz farkındalık kazanmak isterseniz, rezervasyonlar web sitesinden yapılıyor.

Plate & Pitchfork – Portland
Casa Salt Shaker – Buenos Aires
And Dağları’nda yetişen bitki ve baharatlarla hazırlanan eklektik menüleri, ev yapımı, sofistike yiyecekleri içeriyor. Mutfakta pişen yemekler arasında geleneksel çeşitler değil, tamamen ev sahibinin hayal gücüne dayalı olarak değişen bir menü var. Rahat bir ev ortamında, şarap tadımı eşliğinde beş ayrı yemekten oluşan bir menü sunuluyor. Ev sahiplerinin en çok hoşuna giden, davetlilerin dünyanın dört bir yanından geldiği geceler. Masa başında üç dört dilin birden konuşulduğu, ilginç hikayelerin paylaşıldığı ve herkesin yeni dostlar edindiği gecelerin tadına doyamadıklarını söylüyorlar.
- Casa Salt Shaker – Buenos Aires
- Casa Salt Shaker – Buenos Aires
- Casa Salt Shaker – Buenos Aires
- Casa Salt Shaker – Buenos Aires
The Art Of Dining – Londra
Nerede karşınıza çıkacağı belli olmayan bu pop-up restoran serisi, şef Ellen Parr ile set tasarımcısı Alice Hodge’un ortak eseri. Bahçeleri, antrepoları, toplantı salonlarını ziyafet alanlarına dönüştürüyorlar. Temaya uygun interaktif dekorasyonlar, Orta Doğu ile İspanyol mutfağı esintilerini taşıyan eşsiz çeşitlerle bir araya geliyor. Kocaman bir çadırda düzenlenen bir kamp yemeği, hizmetçilerinin kontesten gizli düzenledikleri bir toplantı veya Kral’ın metresinin bahçesinde verdiği bir parti, Art of Dining’in yaratıcı konseptlerinden sadece birkaçı…

The Art Of Dining – Londra
Gizli Restoranınızı Kendiniz Bulabilirsiniz!
Yemek kulübü akımı yaygınlaştıkça, lezzet ve macera tutkunlarının oturmak istedikleri özel sofraya daha kolay ulaşması için rezervasyon yapabilecekleri web siteleri de çoğalmaya başladı. Alışılmadık konseptli bir pop-up restoran veya bir anne elinden çıkan sıcacık lezzetler… Zevkinize göre bir ziyafet bulmak artık çok da zor değil!
Eat My World, yemek kursları, lezzet festivalleri ve supperclub’ları bir araya toplayan bir arama motoru. Bon Appetour ise, ister ev sahibi, ister misafir olarak üye olabildiğiniz, dünyanın dört bir yanındaki yerel ve geleneksel sofraları, özellikle gezginlerle buluşturmayı amaçlayan bir sosyal platform, Airbnb’nin yemekli versiyonu gibi düşünebilirsiniz. GrubClub, turistik restoranlarda vasat yemekler yemeyi değil, lokal lezzetleri tadabilecekleri evlere konuk olmayı tercih edenlerin buluştuğu bir site. Le Cesarine, Home Food.it ise sizi, İtalya sınırları içerisinde, seçilmiş ev hanımlarının sofralarıyla ve elbette onların ev yapımı özel yemekleriyle buluşturmayı amaçlayan bir üyelik sistemi.