MAKALE

Yoğun Bir Rutinde Bile Sağlıklı Kalın

Yoğun Bir Rutinde Bile Sağlıklı Kalın

Sağlıksız alışkanlıklarınız için yoğun temponuzu suçlamayın, bu beş küçük değişiklikle hayatınızı düzene koyun.

Kim daha sağlıklı yaşamak, her gün spor yapmak, düzenli uyumak, dengeli beslenmek ve bir yandan da sosyal hayattan geri kalmamak ve her zaman iyi bir ruh haline sahip olmayı istemez ki? Ancak hayatın yoğun temposu bunların hepsini birden yapmamıza çoğu zaman izin vermiyor. Yoksa biz mi yoğunluğumuzu bahane ederek sağlıklı olmayan alışkanlıklarımızı sürdürmeye devam ediyoruz?

İşte bu beş küçük ipucu ne kadar yoğun yaşarsanız yaşayın, hayatınızı yeniden düzene koymanıza ve sağlıklı bir psikolojiye sahip olmanıza yardım edecek.

Kendinize Karşı Dürüst Olun

Bir yerden bir diyet ya da bir egzersiz planı buldunuz ve daha sağlıklı olmak için kendinizi bunu uygulamaya zorluyorsunuz. Ancak bu belki de kağıt üstünde çok ideal görünse de sizin için iş görmeyen bir plan. Sizi çok kısıtlıyor ya da sizden çok fazla şey talep ediyorsa, size keyif vermekten çok uzak olabilir.

Öncelikle kendinize dürüst olun, hangi yiyeceklere, neden yöneldiğinizi fark edin; hatta gerekirse bir beslenme günlüğü tutun. Kendinizi yargılamaksızın neye ihtiyacınız olduğunu fark ederseniz, bu değerli bilgiyi kendi yararınıza kullanarak size daha uygun bir planla yola devam edebilirsiniz.

Rutinden Korkmayın

Rutin kulağa sıkıcı gelen bir kavram. Sanki yapmak istemediğimiz şeyleri hayatımıza mecburen dahil etmemiz gibi bir anlam taşıyor. Aslında, özellikle de gerektiğinde (örneğin tatildeyken) esnetebileceğiniz bir rutinde yer alan ufak tefek alışkanlıklar hayatınızı düzgün bir biçimde şekillendirmek için en büyük yardımcılarınız.

Küçük değişikliklerle işe başlayıp bunların size kendinizi nasıl hissettirdiğini gözlemleyerek daha büyük değişikliklere ulaşabilirsiniz. Hem keyif aldığınız hem de size kendinizi verimli ve iyi hissettiren bir rutine bağlı kalmak sağlıklı alışkanlıklarınızı tutarlı kılmak adına çok faydalı olabilir.

Ajandanızda Kendinize De Yer Ayırın

Düşündüğünüzde kendiniz de en az hayatınızdaki diğer ‘öncelikleriniz’ kadar önemlisiniz. Nasıl ajandanızın günlerini bir bir doldururken farklı isimlere rahatlıkla yer veriyor ve bunu da gayet normal karşılıyorsanız, o sayfaya kendi isminizi not alırken de suçluluk duymamalısınız. Kendinize ayırdığınız bu sürenin mutlaka çok uzun olmasına gerek yok, bazen on beş, yirmi dakikalık bir zaman dilimi bile kendinizi nasıl hissettiğinizi fazlasıyla değiştirebilir.

Sınır Koymayı Öğrenin

Yoğun bir tempoyu güzellemek gibi bir huyunuz varsa, öncelikle bundan kurtulmanız gerek. Kendinizi kaybedeceğiniz kadar dolu bir takvime sahip olmak aslında övünülecek bir durum değil. Eğer zamanınızı ve enerjinizi sürekli başkalarına ayırıyorsanız buna bir sınır getirmenin vakti gelmiş demektir. Karşınızdakini kırmadan ‘hayır’ demeyi öğrenerek takviminizi biraz olsun boşalttığınızda, hem büyük resmi görmenize hem de anı yaşamanıza olanak tanımış olacaksınız.

Yalnız Kaldığınız Anlar İçin Acil Durum Planı Yapın

Bazen kendinizi yalnız hissetmeniz bazı kötü alışkanlıkları tetikleyebilir. Mesela televizyon karşısında abur cubur tüketmek, internet’ten ihtiyacınız olmayan şeyleri almak veya başınızı sosyal medya akışlarından kaldıramamak gibi… Yalnızlık hissiyle ortaya çıkan bu zararlı mekanizmalardan kendinizi korumak için bir acil durum planı yapın. Hayatınızı sağlıklı bir biçimde rayında tutmanızı sağlayacak ister fiziksel, ister mental şeylerin bir listesini çıkarın ve kendinizi ne zaman yalnız hissetmeye başlarsanız bunlardan birini uygulayın. Örneğin size açık havada yürüyüş bahanesi yaratan bir işi halletmek, evde bir çekmeceyi düzenlemek gibi… Ancak bu yapmanız ‘gerektiğini’ düşündüğünüz bir şey değil gerçekten rahatlatıcı bulduğunuz bir şey olmalı.


Önerilen yazılar