Hublot, Fransız sanatçı Richard Orlinski tarafından hazırlanan yeni Classic Fusion modeli ile hem saat tutkunlarını hem de sanatseverleri aynı çatı altında buluşturuyor.

İsviçreli saat markası Hublot, Maxime Büchi, Lapo Elkann, Pelé, Lang Lang, Bar Refaeli, Usain Bolt, Dustin Johnson gibi önemli birçok ismin ardından son olarak dünyanın en çok kazanan modern sanatçısı olarak bildiğimiz Richard Orlinski ile hazırladığı yeni “Classic Fusion” modeli ile saat tutkunlarına adeta bir sanat eseri sunuyor.

Titanyum ve Mavi Seramik materyalinde iki farklı modeli bulunan, her biri 200 parçadan oluşan ve yapımı tam 9 ay süren saatler, sınırlı sayıda üretilmelerinin yanı sıra, kasalardan bezelere, butonlardan ibrelere ve elmas kesim yüzeylere kadar usta dokunuşların hissedildiği bir titizlikle hazırlanmış, açılar ve yansımalarla oynayan eşsiz bir tasarıma sahip.

Eserlerini keskin bir estetik anlayışıyla hazırlayan Orlinski hem bir sanatçı hem de bir heykeltıraş. Sanatçının bu eşsiz eserlerine özellikle Fransız Alpleri’nin tepelerinde ve dünyanın benzer uç noktalarında rastlamak mümkün. Kendini adeta bir saat tutkunu olarak betimleyen Orlinski, İsviçreli marka ile yaptığı işbirliğini “Benim gibi Hublot’nun da limitleri zorlamayı seviyor olması her iki tarafın da aynı vizyona sahip olduğunu gösteriyor. Böyle bir markayla çalışmış olmak benim için büyük zevk.” ifadeleriyle anlatıyor.

Kendi de bir saat koleksiyoneri olan sanatçının vintage ve neo-fütürizm’den ilham alarak tasarladığı bu özel saatler aynı zamanda pop-art izleri de taşıyor.

Orlinski’nin dokunuşuyla bilekte taşınabilecek gerçek birer sanat eseri haline dönüşen bu benzersiz tasarımlar, Hublot’nun “Hiçbir şey imkansız değildir.” felsefesi ile yaratıcılığın sınırlarını zorluyor, saate bambaşka bir bakış açısı getiriyor.

Art Miami’de düzenlenen özel bir parti ile tanıtılan “Classic Fusion Aerofusion Chronograph Orlinski” aynı zamanda zamanı gösteren ilk sanat eseri olarak da dikkatleri üzerine çekiyor.